SALKANTAY TREKKING-Machu Picchu’ya Giden En Güzel Yol

Machu Picchu’ya gitme isteğiyle başlayan Peru seyahati hayalim Salkantay Trekking ile ilgili yazılar okudukça taçlandı ve kafamda netleşti. Evet, Machu Picchu’ya Salkantay Trekking ile yürüyerek gitmeliydim.

Anlayacağınız bu yazı benim için Peru seyahatinin en heyecan duyduğum olayının yazısı olacak:) O yüzden de birazcık uzun, umarım sıkılmadan okursunuz.

Peki nedir bu Salkantay Trekking?

5 günlük bir trekking oluyor kendisi. National Geographic Adventure Travel Magazine tarafından dünyadaki en iyi 25 trekkingten biri olarak gösterilmiş. 4 günlük yürüyüş ile Machu Picchu’nun aşağısındaki Aguas Calientes yerleşim yerine ulaşıp, 5. Günde gün doğmadan Machu Picchu’ya çıkıyorsunuz.

5.günün ödülü, pasaporta damga basmayı unutmuyoruz:)

 

Inca Trail da varmış diyorlar?

Evet amaç Machu Picchu tabii ki ve aslında bunun en popüler yolu da Inca Trail. Inca Trail’da direk Machu Picchu’ya ulaşıyorsunuz ve bu traile katılmak Salkantay kadar kolay olmuyor. Çünkü sınırlı sayıda insan yürüyebiliyor bu yolu ve kayıtlar birkaç ay öncesinden doluyor.

Hangisini tercih edelim derseniz Inca Trail’e katılmadığım için söylemek zor ama bunun için kayıt durumunu, bütçenizi değerlendirebilirsiniz. Ayrıca rehberimize bu soruyu yönlendirdiğimizde, Inca Trail üzerinde genele basamaklardan ilerlendiği için dizlerinizde sıkıntı varsa onun bir miktar daha zorlayıcı olabileceğini söyledi.

Ha şunu söyleyebilirim ki göreceğiniz manzaralar Salkantay Trekking yürüyüşü boyunca gerçekten çok çok güzel.

En zorlu ama en harikalarından Humantay Lake

Salkantay Trekking zor mudur?

Ya çok kolay kesin yürürsünüz demek isterdim ki gitmeden önce daha kolay olacağını düşünmüştüm, sonuçta yürüyeceğiz ne kadar zor olabilir ki? Ama çok da öyle kolay değilmiş, neden derseniz o da yükseklik yüzünden. Ekstra bir sağlık sorununuz yoksa yapabilirsiniz elbette ama yüksekliğe bünyeyi alıştırarak başlamak şart çünkü ilk iki gün bu konu yıpratıcı olabiliyor, ne olduğunu birazdan açıklayacağım.

Bizim hesaplarımıza göre ilk gün 14 km, 2.gün 23 km, 3.gün 17 km, 4.gün 29 km ve 5. Gün Machu Picchu günü de 23 km yürümüşüz. Yani toplamda 106 km olmuş ve bunun içinde epeyce bir de tırmanış var. Sadece son gün biraz opsiyonel, siz Machu Picchu’ya iniş ve çıkış için otobüs kullanarak veya Machu Picchu’daki ekstra tırmanışları yapmayarak bu rakamı çok daha aşağılara çekebilirsiniz.

Nedir bu yükseklik mevzusu?

Peru’daki en önemli kentlerden biri olan ve Inkaların başkenti olan Cusco şehri tüm turlara katılmak iin başlangıç noktanız olacak. Yüksek ihtimalle de bizim gibi kısıtlı vakti olanlar Lima’dan Cusco’ya uçakla geleceklerdir. Bu da demek oluyor ki bir anda deniz seviyesinden 3400 m civarı bir rakıma çıkmış olacaksınız.

Bu durum da sizin bünyenizde nahoş etkiler yaratıyor. Nefes almakta güçlük, malum oksijen yetmiyor, baş ağrısı, mide bulantısı, ishal, kusma vs. gibi ve buna da Yüksek İrtifa Hastalığı deniyor.

Yüksek irtifa hastalığının ilerleyen aşamalarında beyinde ödem oluşumuna sebep olmaya kadar ağır sonuçları ortaya çıkabiliyor ama korkmayın hemen. Bir iki gün içerisinde aniden daha yükseğe çıkmamak şartıyla siz de adapte olacaksınız. Bu sebeple de Salkantay Trekking’e başlamadan önce Cusco’da iki üç gün geçirmeniz sizi rahatlatacaktır. Malum trekking esnasında 4600 metrelere tırmanış yapacaksınız.

Cusco’ya varır varmaz size havaalanında coca bitkisi yaprakları verecekler çiğnemeniz için ve her yerde bu yaprakları ve coca çayını göreceksiniz, irtifa hastalığına iyi geldiği için.

Yaprak dışında bir de eczanelerde bulabileceğiniz haplar var. Oraya gittiğinizde Diamox alabilirsin,iz ancak bu ilacın biraz ağır olduğu söyleniyor. Ben Türkiye’de araştırdığımda Diazomid isimli ilacın da bu amaçla kullanıldığını gördüm ancak bizim pek ihtiyacımız olmadı, o sebeple çok kesin bir bilgi vermek istemem, doktorunuza danışmakta fayda var. En iyisi kendiliğinden alışmayı beklemek olacaktır yine de.

Salkantay’a başladığımız ilk 15 dakikada o kadar çok nefes nefese kalıp dinlenme ihtiyacı hissettim ki (yaklaşık iki dakikada bir:D) nasıl devam edeceğim diye sorguladım ama sonra dinlene dinlene gitmeye alışıyorsunuz ve ikinci gün öğleen sonra alçalmaya başlayınca bu sorundan da kurtuluyorsunuz.

Salkantay Trekking’e ne zaman gidilir?

Aslında bu biraz Peru’ya ne zaman gidilir sorusuyal aynı nitelikte benim için. Peru’da şu anda şu mevsim demek çok zor. Orada şöyle bir ayrım var, birincisi kuru mevsim, ikincisi de yağışlı mevsim. Tabii ki gitmek için kuru mevsim daha uygun olacaktır, o da Nisan ve Kasım arasına denk geliyor.

Biz de öyle yaptık ve Ağustosta gittik ama çoğu turist için tatil zamanı olduğu için Ağustos ayı bir miktar kalabalık oluyor, ama biz çok bir sıkıntısını çekmedik. Ha kuru diye hiç yağmadı mi derseniz bir gün içinde ayaz, kar, soğuk, yağmur, güneş, nem, sıcak hepsini aynı anda gördüğümüz gün bile oldu:D

Hafif yağmurda ilk günden tatlı yürüyüşler

Salkantay Trekking’e nasıl gidilir, tur fiyatları nedir?

Her ne kadar bireysel de gidelibilecek olsa da onda eşya ile (çadır, uyku tulumu, kişisel eşyalar vs. gibi) o kadar yolu yürümek çok zorlu olacağı için en güzeli bir tura katılmak olacaktır.

Ben yaptığım araştırmalar sonucunda Trip Advisor yorumlarını da okuyarak turu Salkantay Trekking firması ile yapmaya karar verdim. Ve iyi ki öyle yapmışım çok memnun kaldık. Tur fiyatları çok değişken ve Salkantay Trekking turu bir miktar pahalı ama ilk defa bu kadar uzun süreli yürüyüş yapacak olmamız, fiziksel zorlukları, benim uyku problemim vs. gibi konuları göz önünde bulundurarak bu miktarı ödemeye kadar verdik.

Trekking, uyku tulumu ve baton kiralama (batonunuz yoksa mutlaka dizleriniz için kiralamanızı tavsiye ederim), Machu Picchu biletleri, Machu Picchu Mountain tırmanış bileti dahil 2018 yılı için kişi başı 460 dolar ödedik. Kamp yerlerimiz, yemeklerimiz vs. hepsinden de çok memnun kaldık, detayları yine anlatacağım.

Buyrun linki burada,

http://www.salkantaytrekking.com/

Eşyalar Nasıl Taşınıyor?

Salkantay için iki çantanız oluyor:

Birincisi bir günlük yanınızda taşıyacağınız eşyalarınız için bir sırt çantanız olması gerekiyor. Fotoğraf makineniz, yağmurluğunuz, polarınız, atıştırmalık yiyecekleriniz, suyunuz, güneş kreminiz vb. eşyalarınız için.

Kalan eşyalarınız için korkmayın onları siz taşımıyorsunuz.

İkincisi ise diğer günler için olan eşyalarınız, uyku tulumunuz vs. için size turdan bir gün önce tur şirketinizin verdiği duffle bag. 7 kg sınırı dahilinde (bizimkini tartmadılar gerçi) eşyalarınızı bu çantalara dolduruyorsunuz ve yürüyüş başlarken atlı taşıyıcılara teslim ediyorsunuz.

Bilmeniz gereken konu ise duffle bag içindeki eşyalarınıza akşam kamp alanına varana kadar tekrar ulaşamayacak olmanız. Yani gün içindeki ihtiyaçlarınızı yanınıza almayı unutmamanız gerekiyor.

Turdan bir gün önce size verilen duffle bag böyle bir şey

Bu da onları yaşıyan zavallı atlar/katırlar 🙁

Salkantay Rotası

Bizim turumuzun rotası şu şekildeydi, neden bilmiyorum yürüyüş mesafeleri burada yazdığından biraz daha fazla oldu sadece.

 

 

1.gün-Challacancha-Soraypampa ve Humantay Lake

Sabah 4’te aracınızın sizi otelden almasıyla başlıyor macera. İki buçuk üç saatlik bir yolculuk sonrası Mollepata’ya vardık ve burada kahvaltı molası verdik.

Sonra tekrar araçlara bindik ve saat 9 civarında Challacancha’ya ulaştık ki burası trekkingin başladığı nokta oluyor.

Hafif yağmurda 5 gün nasıl geçecek düşünceli içindeyken ben

Burdan ilk kamp alanımız olan Soraypampa’ya yürümeye başladık. İlk anlar benim için gerçekten çok zordu. Çünkü yürüyüş bir miktar rampa ile başladı ve ben mütemadiyen nefes nefese kalıyordum ve beş gün böyle nasıl devam edeceğim diye düşündüğüm anlar bile oldu. Sonrasında asla vazgeçmeyeceğimi bilerek devam ettim ve yaklaşık 3 saat tatlı manzaralar eşliğinde dinlene dinlene yürüdük, arada rehberimizin verdiği atıştırmalıkları yedik ve kamp alanımızın bulunduğu Soraypampa’ya vardık. İlk kampımız Sky Camp.

Kampın gece hali ve mükemmel yıldızlar..

 

Biraz dinlenip, yerleşip, öğlen yemeğimizi yedikten sonra Humantay Gölü için tırmanışa başladık.

 

Grubumuz ve rehberimiz Roy’la (sol baştaki tabii ki) öğlen yemeği

Salkantay için ulaşması en zorlu yerlerden biri olduğu söyleniyordu burası için. Gerçekten de irtifaya da henüz tam adapte olamadığımız için biraz zorlu oldu. Zorlu dediysem nefes nefese kalıp sık sık dinlenme ihtiyacı oldu bizim için. Ama ilk gün içinde grupta bir gün önce geldikleri için irtifa sebebiyle kötü olanlar da oldu. Humantay Lake’e çıkmamız bir saat on dakika sürdü yaklaşık. Ama sonunda erişilen yer mükemmeldi!! Toplamda ise çıkması, göle hayran kalması, fotoğraf çekmesi ve inmesi 3 saat sürdü.

Yukarıdan Humantay Lake manzarası

İnişte nefes alabiliyor olmanın verdiği mutlulukla saçmalamalar

Bu arada bu yolculuk boyunca hava bere giyilecek soğuklukta idi. Göl dönüşü soğuk havada sıcacık bir çay saati oldu, çay, bisküvi, mısır vs. atıştırdıktan sonra biraz dinlendik.

Sonrasında lezzetli bir akşam yemeği yedik ve yorgunluktan bayılmadan önce güzelim sky campimizin ve canım dağların birkaç fotoğrafını çektikten sonra uyumak için yıldızların altındaki odamıza çekildik.

Soğuktan donmasaydım da karşısında otursaydım saatlerce dedirten manzaralar

 

 

Odamız gayet konforluydu, yatak vardı içerde bi kereJ Başımızı kaldırıp baktığımızda kayan yıldızları görebiliyorduk ama tek sorun gece inanılmaz soğuktu ve biz saf gibi rahat edemeyiz diye uyku tulumuna girmedik ve çok yanlış bir karar oldu.

Günün özeti,

Yürünen mesafe: 14 km

Başlangıç irtifası: 3350 metre

En yüksek ulaşılan irtifa: 4200 metre

Zorluk Derecesi: Zora yakın

2.gün-Soraypampa-Salkantay Pass-Wayracpunku-Chaullay

En yüksek irtifaya ulaşıp Salkantay Pass’i geçmek üzere yine sabah 6 buçukk gibi yola çıktık. Yürümeye başlar başlamaz nefeste darlanmalar da başladı tabi ama etrafta bir sürü yürüyen insanı gördükçe zirveye ulaşmak için heyecanla yürümeye devam ettik. Zirve dediysem bizim ulaşabildiğimiz zirve bu, aslında Salkantay Dağının zirvesi 6271 metre ama bizim geçtiğimiz yer 4600 metre.

Pampa düzlük demekmiş, burası da Salkantay Düzlüğü

Zirvenin heyecanıyla devam ettik yürümeye o dimdik yollarda, yukarıya çıktıkça hava soğumaya başladı, biraz daha çıktıkça kar yağmaya başladı hatta. 3.5 saat gibi bir sürenin sonunda da zirveye ulaştık.

Çıkarken zorlayan hava şartları

Ulaştığımızda da sıcak coca çayı ve sandviç eşliğinde rehberimiz bizi yukarda bekliyordu. Nasıl bir mutluluk o sıcak çay anlatamam. Fotoğraflar çekildi ve iniş başladı. O esnada parmaklarım o kadar o kadar çok üşüdü ki bir an kırılıp düşecekler sandım. Tavsiyem gerçekten iyi ısıtan bir eldiven yanınıza mutlaka almanız.

Birkaç eksikle grup fotoğrafı

Başarmanın mutluluğu:D

 

Buraya kadar çıkmak için kendini iyi hissetmeyen bazı gruptakiler atlar ile çıktılar yola, o yüzden ya çıkamazsam ya hastalanırsam diye düşünüyorsanız, yolun herhangi bir yerinde ata binip devam edebilirsiniz.

Salkantay Pass’i geçtikten sonra önce sisli sonra açılınca çok keyifli manzaralar eşliğinde yürümeye başladık. Yemeklerimiz hep gayet iyiydi. Yol üstünde bir yerde durup yemeğimizi yiyip, Amazon Ormanları içinden alçala alçala yürümeye devam ettik.

Bir yandan hunharca yürüyüp arada da fotoğraf çekme çabalarım

Yol üstü manzaralar

Bu alçalma sırasında, yokuş aşağı yürürken dizim beni öldürdü, o kadar çok ağrıdı ki anlatamam, o yüzden bizim kamp yerine varmamız, kendi performansımızın normaline göre bir miktar daha uzun sürdü ve akşama doğru kampa ulaştık.

Kamp yerine vardığımızda sitedeki kamp fotoğrafları sebebiyle çadırda kalmayı bekliyordum ama, bunlar da yine çadır değil, içinde yatak olan minik bungalovlar şeklindeydi. İkinci kamp yerimiz Andean Huts olarak geçiyor.

2.gün Kamp Alanımız

Daha da güzeli sıcak duş vardı, 10 soles karşılığında sıraya girip sıcak duş mutluluğunu yaşadık. İsteyenler için internet de vardı, biz almadık o sebeple internet hızı hakkında pek fikrim yok.

Sonra yine çay saati, yine akşam yemeği ve yorgunluktan bayılmayla günü sonlandırdık. Tek sorun zamanlı zamansız mütemadiyen öten horozdu, uyutmadı vicdansız.

Günün özeti,

Yürünen mesafe: 23 km

Başlangıç irtifası: 3800 metre

En yüksek ulaşılan irtifa: 4600 metre

Zorluk derecesi: Zor

3.gün-Chaullay-Collpapampa-La Playa-Lucmabamba

Bugün biraz daha az yürümeli, sonrasında dinlenmeli bir gün oldu. Sabah erkenden kalkıp inişli çıkışlı bir yoldan yürümeye başladık ormanların içinden, gürül gürül akan nehirlerin, şelalelerin yanından, çok da keyifliydi.

Bunlardan bir sürü vardı yolumuzun üstünde

Rehberimiz “where is thelove” diye sorarken, biz çantamın büyüklüğü yüzünden tam sarılamıyorduk:D

Aslında çantam o kadar da büyük değil, hep yağmurluğu yüzünden öyle duruyor, gerçekten! 😀

 

4-5 saatlik bir yürüyüş sonrasında, bir otobüse bindik ve heyecanla beklediğim kahve yapımını göreceğimiz, fabrikalaşmamış, bir aileye ait kahve bahçesine gittik.

Önce bahçeye girip ağaçlardan kırmızılaşmış kahve çekirdeklerinden topladık. Sonra aşama aşama kahvenin nasıl yapıldığını anlattı rehberimiz. Önce suda bekliyor, bir makinadan geçiyor ve kabukları ayrılıyor. Sora kurutuluyor, sonra kavruluyor ve sonunda misleer gibi kahve çekiliyor.

Kahve toplamak ciddi bir iştir!

Kahveler toplandı, hayatımda ilk kez kahve topladım:)

 

Kahve çekirdeklerinden de iki paket alarak oradan ayrılıyoruz ve tekrar aracımıza binip kamp alanımıza gidiyoruz. Bu seferki kampımız Jungle Domes. İçi salon salomanje, yine iki tane yatak var içerde. Tek sıkıntı gittiğimiz saatte çok sıcak olmasıydı ama gece o sıcaktan eser kalmamıştı neyse ki.

3. gün kampımız

 

Yerleştikten sonra öğlen yemeğimizi yiyoruz ve karar anı. 3 seçenek var önümüzde, termal havuza gitmek, ziplinea gitmek ve kampta kalıp dinlenmek.

O kadar yükü taşıdıktan sonra sıcak vücuda iyi gelir diyerek ekipçe termal havuza gitmeye karar veriyoruz. Öğleden sonramızı sıcak havuzda dinlenerek geçiriyoruz.

Çok bir olayı yok ama tüm gün çanta taşıyan omuzlara sıcak iyi geliyor

Akşam yine aynı, çay saati ve yemek var ardından. Geec için arkada partileyen bir miktar genç vardı ama biz şöyle bir bakıp çıktık sadece ve uykuyla geceye devam ettik.

Günün Özeti

Yürünen mesafe: 17 km

Başlangıç irtifası: 2450 metre

Kamp alanı irtifası: 2400 metre

Zorluk Derecesi: Kolay

 

4.gün-Lucmabamba-Llactapata-Hidroelectirca-Aguas Calientes

İkinci gün başlayan ve yokuş aşağı inişlerde devam eden diz ağrım sebebiyle rehberimizin beni otobüsle gitmeye ikna etme çabalarının sonuçsuz kaldığı bir gün. Sebebi de çok uzun bir mesafe yürünecek olmasının yanında önce çok sıkı bir tırmanış, sonrasında çok sıkı bir aşağı iniş ve tren raylarının yanından düz bir yürüyüşle 27 km yürüyeceğimiz bir gün olması.

Çıkışlarda beni hiç üzmeyen, canımı yakmayan dizim, inişlerde beni epey bir yıprattı ama yine de sanırım termal havuzda soğuk kaynak suyunun altında beklettiğimden olacaktır ki ağrım biraz azalmış olarak güne başladım.

İyi bir gezgin olursanız gökkuşağını bile görebilirsiniz

Ormanların içinden, kahve ağaçlarının arasından, benim için hala çok güzel bir his onların arasından yürümek:), sabah altı buçukta tırmanmaya başladık. Yukarıya yaklaşırken bu salıncağı görünce dayanamayıp koşarak bindim ve özgürlüğe uçak gibi inanılmaz güzel bir histi orada sallanmak.

 

İki saatlik tırmanış sonrasında ulaşacağımız en yüksek yere ulaştık ve inişe geçmeye başladık. İniş esnasında yine Inkalardan kalan Llactapata kalıntılarını gördük ki aslında bölgede İnkalardan kalan ufak ufak bir çok yer bulunuyormuş.

Llactapata

Havanın açıklığı sayesinde bir saat daha devam ettikten sonra da ilk kez uzaklardan Montana Machu Picchu ve Huayna Picchu’yu ve aralarında olduğunu bildiğimiz Machu Picchu’yu gördük. Manzara inanılmazdı.

Dikkat!! Arkamızda Machu Picchu var!!

Güzel manzaralar eşliğine inmeye devam ederken yolda bir yemek molası verdik ve 2 buçuk saatin sonunda Machu Picchu’ya giden tren yoluna Hidroelectrica’ya ulaştık.

Malesef şelale doğal değil, hidroelektrik santral için. Ama yine de güzel görünüyor:)

 

Burdan trene binip Aguas Calientes’e ulaşabilrsiniz ki son gece için otelin olduğu yer oluyor orası. Ücreti 35 dolar. Ya da bizim gibi 3 buçuk saat daha yürüyerek otele ulaşabilirsiniz. Bu yolun çok bi esprisi yok, rayların yanından yürüyorsunuz. Tek olayı kafanızı kaldırdığınızda Machu Picchu’nun orada olduğunu görebilmek.

 O güneş başınıza geçecek…

Sonunda otele ulaştık ve yıkanıp temizlenip insan kılığından bir restauranta gidip yemeğimizi yedik. Sonrasında da gece üç buçukta kalkıp Machu Picchu’ya gideceğimiz için erkenden uyuduk heyecanla.

Günün Özeti

Yürünen mesafe: 29 km

Zorluk Derecesi: Orta-Zor (fiziksel olarak öldürmüyor ama çok yürüdük yalan yok:))

 

5.gün-Büyük Final-MACHU PICCHU

Saat gece 3 buçukta uyandık ve otelden aşağı yürümeye başladık. Yarım saat sonunda sıra olmasını beklediğimiz yerde hiç kimse yoktu ancak yine de sıraya girdik ve dakikalar içinde kuyruk uzamaya başladı. Saat beşte kontrol başladı pasaport ve biletimize baktılar ama aslında herhangi bir işaret de koymadılar, yani yukarı çıkan yolda devam edip burda hiç beklemesek de olurmuş ama o riski almak istemedik tabii ve bir saatte yaklaşık oldukça dik merdivenlerden Machu Picchu’nun girişine tırmandık.

Koşar adım, nefes nefese, heyecanla tırmandık Machu Picchu’ya

Alternatif olarak otobüsle de çıkmanız mümkün ki daha gitmeden yorulmak istemiyorsanız. Tek yön 12 dolar karşılığında otobüs biletinizi alabilirsiniz ama yine de erkenden sıraya girmeniz gerekiyor.

Çünkü güneşin doğuşunu Machu Picchu’da görmek mükemmel:)

Ve yukarı varıyoruz ve rehberimizle buluşup içeri giriyoruz. İçeri yiyecek sokmak yasak ama kimse çantanızı kontrol etmiyor. O sebeple çantanızın içinde yiyeceğiniz suyunuzu götürmenizi tavsiye ederim. Çünkü yukarısı çok pahalı.

Bundan sonrası önce rehberimizle bir saatlik bir Mach Picchu turu. Sonrasından ondan ayrılıp ağzımızın suyu aka aka Machu Picchu’yu gezmeye başladık.

Ne kadar fotoğraf çeksem gerçeğini gösteremiyorum gibi geliyor hep, gidip görmekte fayda var:)

Ayrıca içerdeki iki dağdan biri olan Montana Machu Picchu için de biletimizi ayarlamıştık turu ayarlarken ve saati geldiğinde oraya tırmanmaya başladık. 3-4 saat arası süren bir iniş çıkış süresi ile manzarayı yukardan görme şansı elde ettik. O yorgunluk üzerine uzun tırmanış gerçekten zor oldu ama manzara şahaneydi.

3061 metreden Machu Picchu Manzarası

Onun dışında Huayna Picchu’ya tırmanabilirsiniz ki onun biletleri daha erken bitiyor biz bulamadık. Ya da Sun Gate’e veya Inca Bridge’e yürüyebilirsiniz bunlar bilet gerektirmiyor. Ancak bizim tırmanışımız epey bir vakit aldığı için oralara gidemedik, kalan vaktimizi Machu Picchu’ya ayırdık.

Dikkat etmeniz gereken bir konu olarak  içerdeki yürüyüş yönleri, yanlış bir yola girdiğinizde yürüyüş yolları tek yön olduğu için ve her yerde görevli olduğu için kendinizi ıkmak zorunda bulabilirsiniz ve biletiniz tek girişlik ise tekrar içeri giremeyebilirsiniz. Girişte yürüyüş rotaları yazıyor bir göz atın derim. Bizim biletimiz iki girişlik olduğu için bir sefer çıkınca tekrar içeri girebildik.

Machu Picchu’nun Lamaları-Sevmek serbest ve yavru olan yumuşacık

İçeriyi keşfettikten sonra tekrar ya tabana kuvvet ya otobüsle inip otele geri dönüyorsunuz. Biz yürüyerek indik ve otelden eşyalarımızı alıp tren istasyonuna gittik. Üstü camlı trenimize  binerek Ollantaytambo’ya ulaşıp oradan araçla Cusco’daki otelimize döndük ve maceramız sona erdi.

Yanınıza neler almalısınız?

-Uyku tulumu: Biz 24 günlük bir yolculuğa çıktığımız için kendi tulumlarımızı valizimizde taşıyacak yerimiz yoktu, bu sebeple de tur firmasından kiraladık tulumları. İlk gece gerçekten çok soğuk oluyor o sebeple tulumun konfor sıcaklığının mümkünse eksi dereceler olmazsa en kötü sıfır derece civarı olmasına dikkat edin. Çünkü ilk gece -10’a yakın bir soğuk olduğunu sanıyorum.

-Hiking botu: Keisnlikle bot öneriyorum, ayak burkulması vs gibi sıkıntılara yol açmaması için mutlaka daha önce denenmiş bir miktar yürünmüş ve ayağınızı vurmayan hiking botu götürmelisiniz.

-Sırt çantası: Ben gaza gelip 60 litrelik dev bir çanta aldım yanımda taşıyacaklarım için ama gereksiz büyük oldu, ama taşıması rahat omuz yapısı bel desteği vs. bulunan bir sırt çantası almanız faydalı olacaktır. Benim gibi fotoğraf makinesi lens ıvır zıvır derken dolduracaksanız omuzlarınız için çanta seçimine dikkat.

-Batonlar: Salkantay’a gidene kadar hiç baton kullanmamıştım ama okuduklarıma istinaden kiralamaya kaarar verdim ve çok doğru karar, inişlerde ve çıkışlarda dizlerinize daha az yük binmesi için çok faydalı oluyor.

-Trekking Pantolonu: Oldukça hafif ve rahat olan ve şort da olabilen trekking pantolonlarından en az iki tane

-İçlik: Çok kalın olmasa da alt ve üst içlikler almıştım özellikle gece için yanıma çok da iyi oldu.

-Tshirt: Çok leş olacaksınız ve gönlünüzce duş alamayacaksınız o yüzden birkaç tane tshirt

-Polar veya mont: Çok ağır olmayan ama sıcak tutan bir kıyafet mutlaka gerekiyor, ben içliğe güvenerek mont yerine polar almıştım yanıma, kat kat giyiynince yetti

-Yağmurluk: Kesinlikle su almayan güzel bi yağmurluk şart

-Panço: Çok yağmur yağdığında, sizi ve çantanızı dizlerinize kadar koruayacak bir panço, biz 5 solese Cusco’dan aldık

-Hiking çorabı: Ayağınızı terletmeyecek, kaymayacak çoraplar

-Bere ve eldiven: Biz gittiğimizde (ağustosta) ilk iki gün için çok çok gerekli oldu

-Su şişesi: Turunuzu verdiği suyu taşımak içinb ri şişeye ihtiyacınız oalcak

-Termos: Yolda sıcak bir şey içeyim derseniz iyi olabilir

-Güneş gözlüğü

-Şapka

-Mayo: Termal havuza gitmek isteyebilirsiniz

-İlaçlarınız ve çeşitli ilk yardım ihtiyaçları (yara bandı vs.)

-Fener veya Kafa lambası

-Güneş kremi: mümkünse 50 faktör

-Sinek kovucu: Amazon kısmında ve Machu Picchu’da gerçekten şart oluyor sıkmak

-Para: Eşyalarınızı taşıyanlar, aşçınız, rehberiniz hepsine bahşiş vermeniz gerekecek ve ayrıca termal havuz, otobüs bileti vs. gibi durumlar için de ihtiyacınız olabilir.

-Pasaport: Machu Picchu girişinde pasaportunuza bakıyorlar sakın unutmayın

-Çeşitli yiyecekler: Bizim tur her gün atıştırmalık meyve, bisküvi vs. gibi şeyler veriyodru ama yine de ben kuruyemiş, kuru meyve gibi şeyler götürmüştüm yanımda, özellikle de Machu Picchu’da çok işimize yaradı

-Ve tabii ki fotoğraf makineniz ve fotoğraf ekipmanlarınız

 

Benim söyleceklerim bu kadar:)

Çok değerli bir maceraydı benim için. Gözlerim çok güzel şeyler gördü, bedenim zorlu sınavlardan geçti ve hepsinin yanında ruhum inanılmaz doydu.

İyi ki gitmişim, iyi ki Salkantay Trekking’i yapmışım. Peru’da az vaktiniz bile olsa mutlaka yapmanızı tavsiye edeceğim bir etkinlik. Machu Picchu bile bambaşka görünecek gözünüze emin olun.