Pisa Gezi Rehberi

Pisa gezi rehberi aslında sadece bir günlük geziden ibaret. Bu benim Pisa’ya ikinci gelişimdi. İlk geldiğimde turla gezdiğiniz için pek bir şey görmeden, İtalya’nın da yarısını 5 günde gezmiş olmanın yorgunluğuyla pek de bir şey görmek istememiştim muhtemelen. Sonra çok sevdiğim kitap kulübümüzde Tuğçe’nin Pisa’da bir günü olacağını öğrendiğimde bunu bir avantaja çevirdim ve Pisa seyahatim başladı.

Pisa’ya nasıl gidilir?

Ben Eindhoven’da yaşadığım için tabii ki uçakla! Avrupa genelinde oldukça ucuz uçan Rynair’den, tek günlük geliyor olmanın avantajını kullanarak 39 euroya aldım biletimi.

Yalnız bu yöntemi kullanmak isteyenler dikkat, yeni kurallarla eğer valiz eklemezseniz sadece 40x20x25cm boyutlarında bir çanta alabiliyorsunuz yanınıza. Yok ben son anda getireyim bir çanta derseniz iki opsiyonunuz var; ya uçuşunuza iki saat kalana kadar 10 euroya 10 kiloluk bir kabin valizi ve aynı ölçülerde bir çantayı alabileceğiniz öncelikli biniş (priority) alacaksınız ya da tek uçuşta bu ölçülere sığmayan valizinizi yanınıza alabilmek için 25 Euro ödeyeceksiniz. Bu da uçak bileti kadar valiz parası demek oluyor…Dikkatinizi çekerim ki yemek ve koltuk seçimi bu iki opsiyona da dahil değil.

Tuğçe de Bologna’dan hemen hemen aynı miktarda para ödeyerek trenle geldi Pisa’ya. Önce Floransa’ya geçti, oradan da Pisa’ya geldi. Yani Pisa’ya Floransa, Roma ve Venedikten birkaç saatte tren kullanarak gelebiliyorsunuz.

Pisa Havaalanı’ndan Pisa şehir merkezine nasıl gidilir?

Ulaşım için birden çok yöntem var aslında.Ama bence en pratik olanı, PisaMover dedikleri kondüktörsüz tren-tramvay arası araç.

Biniş 2,7 euro. Bileti hemen önündeki otomatik makinalardan kredi kartı veya para ile alabiliyorsunuz. Havaalanından tren istasyonuna yaklaşık 8 dakikada ulaşıyor ve sabah 4:30 ile akşam 11:30 arasında düzenli aralıklarla çalışıyor. Zaten havaalanı ve tren istasyonu dahil 3 durağı var. Daha fazla detaya buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Üstelik yol manzarası da bonus.

PisaMover

Ben tramvay sevmiyorum otobüse bineyim derseniz, havaalanının hemen  dışından  E3 ya da E25 numaralı otobüslerden birine binerek Via Crispi durağında inebilirsiniz. Buradan tren istasyonuna yürüyerek 5 dakikada ulaşabiliyorsunuz.

Yok Rengincim zaten havaalanı şehir merkezi arası 1.5 km, ben 20 dakikada yürürüm diyorsanız da dümdüz yürüyorsunuz.

Pisa’da nerede kalınır?

Ben sabah erkenden çıkacağım için biz tren istasyonuna 100 metre mesafede bir yatak kahvaltı otelinde B&B Scotti’de 60 Euro’ya iki kişi kaldık. Otel gayet temiz, sahibi Giuseppe de çok ilgilydi. Ama tabii bizim tek gece kalacağımız için pek bir beklentimiz yoktu. Sabah kahvaltısına yetişemesek de çok tatlı bir kahvaltı hazırlanmıştı. İlgilenirseniz otele buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Yalnız bilseniz iyi olur Giuseppe pek Ingilizce konuşamıyor ama bir şekilde bilmeniz gereken her şeyi anlatıyor.

Pisa’da gezilecek yerler

2. Vittorio Emmanuelle

Öncelikle şunu söyleyeyim. Pisa çok büyük değil. 5-6 saat içerisinde rahatça gezebiliyorsunuz. Biz de nitekim öyle yaptık. Tren istasyonuna sırtınızı verip dümdüz yürüdüğünüzde karşınıza 2. Vittorio Emmanuelle’in heykelinin bulunduğu yine aynı isimli meydan çıkıyor. Burada atıştırmalık bir şeyler alabileceğiniz minik bir pazar vardı. Ama biz çok aç olduğumuz için direk öğle yemeğine geçtik ve akşam döndüğümüzde de maalesef kapanmıştı.

Corso Italia ve Arno Nehri

Arno Nehri

Meydan’dan dümdüz devam ettiğinizde birçok markanın bulunduğu uzunca bir alışveriş caddesi olan Corso Italia‘dan geçiyorsunuz. Caddenin bitimi, tamam ben İtalya’dayım dediğiniz panjurları, boyaları, cumbaları dökülen ama balkonundan çiçeği eksik olmayan daracık sokaklara çıkıyor. Az ilerisi Arno nehri. Nehir kenarında bir sürü restoran ve dondurmacı var. Bakın burası geziniz için çokomelli!

Santa Maria della Kilisesi

Nehrin kenarında durup fotoğraf çektikten sonra, ilk durak solunuzda kalan Santa Maria della Kilisesi. Kilisenin dışı ve nişleri melekler, Madonna, İsa ve havarileri gibi bilinen Hristiyan heykelleriyle süslü. Dışı ne kadar süslüyse içi o kadar sade. Oldum olası gotik binaları sevdiğim için bu mermer kilisenin etrafını da bayılarak gezdim.

Kilisenin hemen ilerisindeki yeni köprüden geçerek Via Roma’yı takip ettiğinizde sevimli kafelerin ve küçük hediyelik dükkanlarının bulunduğu sokaklardan geçerek Mucizeler Meydanı’na çıkılıyor.

Mucizeler Meydanı

Mucizeler Meydanı o meşhur Pisa kulesinin bulunduğu yer. Pisa kulesinin dışında bir vaftizhane (Baptistry), Pisa Katedrali (Pisa Cathedral), mezarlık (Campasonto Monumentale), Sinopie Müzesi (Museum del Sinopie) ve Opera Müzesi bulunuyor.

Pisa Kulesi aslında çan kulesi olarak 13. yüzyılda inşa edilmiş. Kulenin 7. katı bittiğinde kule tabanının yapısı  sebebiyle yaklaşık olarak 5 derece eğikmiş. Ama 2010 yılında yapılan güçlendirme çalışmaları sonrası bu eğim 4 dere civarına düşürülmüş. Pisa kulesi de yine gotik döneme ait mermer bir yapı. Ve bence, fotoğraflardakinden daha güzel. Galileo’nun Aristo’nun ağır nesne hızlı düşer teorisini çürüttüğünü yerin de yine bu kule olduğu iddia ediliyor.

Vaftizhane de Pisa kulesi gibi eğik aslında. Ve kiliseyle beraber yavaş yavaş aşağı çöküyormuş. Burada fizibilite çalışmasının ne kadar öneminli olduğunu da bir kere daha öğrenmiş oluyoruz. Bakın burası da çokomelli 🙂 Vaftizhane çoğunlukla ergin bireylerin vaftiz edildiği bir yermiş ve inanılmaz bir akustiği varmış. Burası ayni zamanda Galileo’nun vaftiz edildiği yermiş.

Yaklaşık yarım saatte bir kapısı kapanıyor ve içerideki akustiği göstermek amacıyla kısa bir gösteri oluyor. Bunu da instagramdaki hikayelerimize ekliyorum ben. Merak ediyorsanız bakabilirsiniz. Bu ara içeride bir sergi yoktu ama dönem dönem çok güzel sergiler oluyormuş. Biz yine de üst kata çıkıp be ne varmış bir bakalım dedik ve şöyle bir sürprizle karşılaştık. Burası iyi ki girmişiz dediğimiz bir yer oldu.

Katedral, Pisa Romanesk adi verilen stilde yapılmış yine mermer bir bina. Ve bence yine çok da güzel. İçi de en az disi ve kapıları kadar görkemli.

İçeride kubbenin altındaki nef ‘Galileo lambası’ olarak geciyor. Galileo’nun Sarkaç Kanunu’nu bu lambanın hareketlerine bakarak bulduğu söyleniyor. Tabii ki günümüzde içeride bulunan lamba eski lambanın çok daha suslu ve büyük bir kopyası. Asil lamba mezarlık içerisinde bulunan Aulla Şapeli icerinde bulunuyor. Hatta Floransa’daki La Specola (Bilim müzesi) içerisinde Sabatelli’ye ait Galileo’nun bu lambanın hareketlerini izlerken görüldüğü bir de çizim var.

Mezarlık yine meydanda kalan ve yine bilet aldığımız için memnun oldugumuz bir yer oldu. Mezarlık bir zamanlar burada bulunan Santa Reparata kilisenin vaftizhanesinin kalıntıları üzerinde bulunuyor. Aslında bir kilise olarak yapımına başlanan bina daha sonra mezarlığa çevriliyor. Mezarlık içerisinde bir çok fresk, mozaik ve eskiz çizim var. Ama bir yangın sonrası burada bulunan bulunan freskler restorasyon için alındığında sinopie denen eskizler yine Mucizeler Meydanı’nda bulunan Sinopie Müzesi‘ne taşınmış. Freskler restorasyondan sonra orijinal yerlerine yerleştirilmiş ve hala mezarlık binası içersinde görülebiliyor.

Mucizeler Meydanı İçin Gerekli Bilet

Katedral dışındaki binaların girişi ücretli ama katedrale giriş için de para ödemeseniz bile zamanı belirli olan bir bilet almanız gerekiyor. Pisa Kulesi’ne çıkmak istiyorsanız biletinizi önceden almalı ve yaklaşık 251 basamak çıkmayı göze almış olmalısınız. Zira, bir seferde 30 kişiye izin verildiği için biletlet hemen tükeniyor. Bir hafta önceden almak yeterli olacaktır.

Geri kalan binalar için toplu bilet alabiliyorsunuz. Bilet fiyatı eğer katedral dışında 1 binaya gireceksiniz 4 euro, iki binaya gireceksiniz 7, üç binaya girecekseniz 8 ve hepsine girecekseniz 10 euro. Biz katedral, vaftizhane ve mezarlığa girmek istediğimiz için 7 Euroluk bilet aldık. Başta acaba girmesek mi diye düşünsek de iyi ki almışız biletleri. Daha detaylı bilgi ve Pisa kulesi bileti için buraya tıklayarak sitelerine ulaşabilirsiniz.

Botanik Bahçesi (Orto Botanico)

Mucizeler Meydanı’nı gezip bitirdikten sonra, bir de kahve içip bir sonraki ve Pisa’daki son durağımız olan Pisa Botanik Bahçesi’ni geziyoruz. Burası hala Pisa Üniversitesi’ne bağlı ve hemen hemen bütün eski botanik bahçeleri gibi öncelikle ilaç yapımı için gerekli bitkileri yetiştirmek için kurulmuş. Botanik bahçesi içerisinde minik bir müze, birçok ağaç çeşidi, bir tropik sera, birçok bitki tarhı ve iki adet minik bambu ormanı bulunuyor.

Eğer blogumuzu ya da instagram hesabımızı takip ediyorsanız botanik bahçelerine olan ilgimi biliyorsunuzdur. Oldum olası enteresan bitkilerin bir arada bulunduğu bu bahçelerden etkilenirim. Tabii burayı da haliyle es geçmedik. Özellikle ilk defa büyürken gördüğüm bambular buraya ayrıca özel yaptı benim için. Sağolsun Tuğçe de ben pandacılık oynarken hevesimi alana kadar sabırla bekledi.

Botanik bahçesi öğrenciler için 2, öğrenci olmayanlar icin 4 Euro ve bence Pisa’da görülebilecek yerler arasında. Bir de bonus bilgi, botanik bahçesinin en arkasındaki güzel sandalyelerin olduğu yerde sahana bir Pisa manzarası ve kurbağalarla dolu minik de bir göl var.

Pisa günübirlik ya da haftasonu kaçamağı olarak çok keyifli bir şehir. Bir gün kalmamıza rağmen yemek yediğimiz iki restoran, kahve içtiğimiz iki kafe ve dondurmacıyı yazdığım yeme içme rehberi de yakında blogda!