İzlanda Gezi Rehberi – 3- Güney İzlanda-1

İzlanda yazı dizimizin dördüncü kısmı Güney İzlanda detaylarını içeriyor. Eğer bu okuduğunuz ilk İzlanda yazımızsa size İzlanda’ya gelmeden önce bilmeniz gereken her şey, Planlama ve Reykjavik , Golden Circle ve Güney İzlanda- İkinci kısım yazılarımıza alalım. yazılarımıza da göz atmanızı öneririz. 

Güney İzlanda -1- Kara uyanış

İzlanda’daki 3. günümüze karla uyandık. İşin enteresan yanı meteorolojiye göre ne önümüzdeki hafta içerisinde herhangi bir kar görünüyordu ne de dün yağmıştı. Tabii bu bizi üzdü. Çünkü kar demek kapalı hava demek, kuzey ışıklarının görülememesi demekti. Çok takılmamaya çalışarak kendimize avokadolu ve yumurtalı şahane bir kahvaltı ve öğlen yemek üzere sandviçler hazırlayarak yola çıktık. Bu sandviçler daha önce de bahsettiğim üzere seyahatinizin konforu için çok önemli.

Burada bir dip not vermek istiyorum. Nihan’in eşi Gökhan efsane sandviç yapıyor. Bize enginar kalpli, zeytin ezmeli tatlı olarak da reçelli fıstık ezmeli sandviçler hazırladı. Ben sandviç yemeyi ve sevmeyi de bu seyahatte öğrendim. Buradan Gökhan’a teşekkürü bir borç bilirim. 🙂

1-Urridafoss

Seyahatimizin güney İzlanda kısmının iIk durağı Urridafoss. Bu şelaleyi hemen hemen hiçbir Türkçe kaynakta görmedim. Ama tabii ki İzlanda’ya gitmeden aylar önce onlarca İzlanda seyahatini takip etmiş, ödevimi yapmıştım.  Urridafoss kar altında rüya gibiydi. Şelalede bizden başka iki kişi daha vardı. Yani şelale bize kalmıştı.

Saniyede 360 m3’e kadar çıkan debisiyle bu şelale İzlanda’nın da en hacimli şelalesi. Şelalenin kendisi park alanına çok yakın. Ayrıca şelaleyi başka açılardan görebileceğiniz yürüyüş patikaları ve oturup seyredebileceğiniz piknik masaları var. Yazları da somon balıkçılığı için oldukça popülermiş. Merak edenler Iceland Outfitters’in Urridafoss yazısına üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.

2- Keldur

Seyahatimizin güney İzlanda kısmının ikinci durağı Keldur. Keldur’da sanki kar hiç yağmamıştı. Burası yine hemen hemen hiçbir Türkçe kaynakta detay görmediğim bir nokta. Sadece bir blogda kısaca bahsedilmiş.

Çim evler İzlanda’da özellikle eskiden büyük önem taşıyormuş. Çünkü hem çim hava koşulları düşünüldüğünde yeterli yalıtımı sağlıyormuş hem de diğer inşaat malzemelerine kıyasla bulunması kolaymış. Aslında ülkenin yüzde 30’u meşeymiş ama o zamanlarda bunlar Iskandinavya’da kullanıldığı için halka çim kalıyormuş.

Keldur, eski İzlanda evlerini koruyan alanlardan yalnızca biri. Bunun gibi şu anda açık müze olan Austur-Meðalholt ve Skógar müzesi var. Bunlar hakkında daha detaylı bilgiye üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz. Ayrıca kuzey İzlanda’da benzer alanlar bulunuyor. Eğer ilgilenirseniz, size Regina Hrönn Ragnarsdóttir’in yazılarını önerebilirim. Ben bu evler hakkında en detaylı bilgileri buradan bulmuş, en güzel fotoğrafları da yine burada görmüştüm.

Tabii gitmeden önce ben hep şahane yeşiller içerisindeki evleri görmüştüm fotograflarda ve kışın gittiğimizde buraların yeşil değil de sarı olabilecekleri hiç aklıma gelmemişti. Haliyle biraz hayal kırıklığı yaşamıştım. Ama şimdi baktığımda bu hallerini de güzel buluyorum. Size örnek olarak internetten bulduğum bir yeşil zamanını da koyuyorum.

Güney İzlanda – 1- https://guidetoiceland.is/connect-with-locals/regina/keldur-turf-houses-in-south-iceland

3- Seljalandfoss and Gljufrabui

Seljalandfoss

İzlanda’da en çok bilinen şelalelerden biri Seljalandfoss ve bizim de seyahatimizin güney İzlanda kısmının üçüncü durağı. Reykjavik’ten yaklaşık 120km ( 2 saat) mesafede. Popüler olmasının en büyük sebebi İzlanda’da arkasına yürünebilen tek şelale olması. Seljalandfoss 60 metreden dökülüyor ve oldukça da gürültülü. Suyu şu meeeeeşhur Eyjafjallajökull buzulundan geliyor. Hatırlarsanız aynı isimli bu volkanik dağ 2010 yılında patlamış ve Avrupa hava trafiğini günlerce durdurmuştu.

Güney İzlanda -1- Seljalandfoss

Şimdi gelelim şu arkasına yürüme meselesine. Tabii ki arkasına yüründüğünü duyar duymaz gitmeye karar vermiştik ve bunun için de hazırlıklı gelmiştik;

  • Zira, şelalenin arkasına giden patika yer yer aşırı kaygan yer yer de sırf buzdu. Altı tırtıklı ayakkabılarımızla gelmiştik. Hava daha da soğursa burayı yarattığı tehlikeden dolayı kapatıyorlarmış.
  • Şelale arkasında, sıçrayan su ve nemden baya duş almış gibi ıslanıyorsunuz. Su geçirmez ceket, pantolon ve ayakkabı şart. Ayrıca elektronikleri de korumak gerekiyor.
Güney İzlanda-1-Buzlanmış yol bu

Ama yine de düşünemediğimiz bir şey vardi. Fotoğraf ve video iletken eldivenle bile bu şartlarda mümkün değildi. Çaresiz sırayla eldiven çıkardık ve bilmem söylemeye gerek var mı, kıpkırmızı çatlamış ellerle çıktık buradan. Ama yine olsa yine yaparız.

Bir de sıra meselesi var tabii. Bunu Izlanda’nin turistik her yerinde, özellikle de uçak kazası alanında çok yaşadık. Bazı turistler kesinlikle saygısız ve orası kendi arka bahçeleriymiş gibi davranıyorlar. Dakikalarca fotoğraf çekiyor, sizin fotoğraflarınıza giriyorlar. Hava çok soğukken ve her dakika daha çok ıslanırken bir de bu tip insanlarla uğraşmak sinirleri gerebiliyor.

Bilseniz iyi olur; burada araç park etmek ücretli. Biz 800 ISK ödedik. Girişte tuvalet alanı bir de Hot dog’cu var. Çok da övülüyordu aslında ama bizim misler gibi sandviçlerimiz, anne böreği ve sarmamız varken hiç düşünmedik bile.

Gljufrabui

Burası Seljalandfoss’a 150 metre kadar mesafede bir gömülü şelale. Bu ne demek? Şelalenin sadece tepesini görebiliyorsunuz uzaktan. Eğer tamamını görmek isterseniz 2 yol var.

Birincisi tırmanmak. Dönem dönem tırmanmaya yardımcı olsun diye zincir ve merdiven de bırakılıyormuş buraya. Ama bunun için ciddi bir risk almanız  gerekiyor ve yine de araç gerece ihtiyacınız olacaktır. İkincisi de paçaları sıvayıp suyun alçak olduğu dönemde minnak derenin içinden yürüyerek gitmek.

Birincisi bir hamilemiz olduğu ve tırmanış deneyimimiz olmadığı için ikincisi de sular yüksek olduğu için iki yöntem de bize uygun değildi. Biz üçüncü bir yol bulduk. Eğilerek bakmak 😀 Çok başarılı olamasak da bir miktar gördük.

Güney İzlanda -1- Eğilerek bakılan şelale

Tabii acıktık. Arabamızı yine yukarıda bahsettigimiz meeeşhuuuuur Eyjafjallajökull’a karşı park edip sabah hazırlamış olduğumuz sandviçleri yedik. Fotoğraflar dağın tanıtım binasından. İçerisine de cüzi bir meblağ karşılığı girebiliyorsunuz.

4-Dyrholaey Yarımadası

Dyrholaey, seyahatimizin güney İzlanda kısmının dördüncü durağı. İnanılmaz güzel bir manzara. Dyrholaey aslında kapı deliği demekmiş. Yine Türkçe kaynağı1-2 takip ettigim blog dışında pek bulunmayan bir nokta. Ama burada beni en çok şaşırtan şey, kulaktan kulağa blogdan bloga aktarılan yanlış bilgiler ve kimsenin de merak edip araştırmamış olması. Enteresan… Dyrhoaley’e geri dönüyorum. Yukarıya çıkıp baktığınızda kuzeyde Myrdalsjokull (buzul), doğu ve batıda da Reynisdranger lav kayalarını ve siyah sahili görüyorsunuz.

Güney İzlanda -1- Dyrholaey

Bilseniz iyi olur;

  • Buraya arabayla çıkış biraz zorlu. Yanlış mı geldik diye bile düşünebilirsiniz. Muhtemelen doğru. Park ettikten sonra bir 100-200 metre kadar tırmanmak gerekiyor ama manzaraya efsane.
  • Bu arada manzarayı önünüzde kimse olmadan görebilmek için yine sıra beklemeniz gerekiyor. Eskiden bir sınırlama yokmuş, istediğiniz yere inebiliyormuşsunuz ama bir turist düşüp ölünce şimdilerde demir zincirlerle sınırlandırmışlar.
  • Bu ark o kadar büyük ki çılgın bir pilot 1993 yılında içinden geçebilmiş.
  • Peninsula birçok kuş türüne yuva. Yazları Puffinleri burada ve çevresinde görmek mümkün. O yüzden de Mayıs ve Haziran aylarında çiftleşen kuşlara alan yaratmak icin bazı kısımlar kapatılabiliyormuş.
  • Ama aynı zamanda da Arctic ren’lere de yuva. Ve bu kuşlar kendilerini korumak icin agresifleşebiliyorlarmış. Aman diyim rahatsız etmeyin, yüksekten üzerinize dalışa geçebilirler.
  • Bazen de deniz aslanları geliyormuş ama şanslıysanız siz de bizim gibi Hofn’e yakın kısımlarda görebilirsiniz.
Güney İzlanda -1- Dyrholaey Deniz Feneri oteli
  • Deniz feneri aslında bir otelmiş. Ben baktım gecelik fiyatlar düşük sezonda 80 euro, sezonda 125-150 Euro arasında. Bir sonraki gidişimiz için kaydettim.
  • Buradaki ziyaretçi merkezinde tuvalet var. Ama ücretli. Biz üzerimizde hiç para olmadığı icin kullanamayacağımızı düşünmüştük ama kredi kartıyla da girebiliyorsunuz. O çok güzel görünen camlı yer tuvalet.

5- Reynisfjara

Siyah kumlu sahil olan Reynisfjara; seyahatimizin güney İzlanda kısmının beşinci durağı ve Dyrholaey Yarımadası’nın  hemen altı. Ayrıca da 1991 yılında National Geographic tarafından yapılan Tropik olmayan En iyi 10 sahil listesinde.  Önce şu Reynis ile başlayan kelimeleri bir netleştirelim de ondan sonra temiz temiz devam edelim.

Güney İzlanda -1- Gün batımında Reynisfjara
  • Reynisfjara: Burada da anlattığımız siyah kumlu sahil. Yerliler Reynisförü de diyorlarmış.
  • Reynisdranger: Karşımızda suyun icinde gördüğümüzle 3 kaya.
  • Rejnisfjall: Arkamızda gördüğümüz dağ
  • Reynishvefi: Yakınlardaki kasaba ve siyah sahilin etrafında kalan yerler

Bu işi de netleştirdiğimize göre şahane sahile gelebilirim. Hiç görmediğim bir sahil türü siyah sahil. Daha önce Bali’de volkanik kayalardan oluşan bir sahil görmüştüm ama bu şekilde değildi. Bu baya simsiyah. Fotoğrafı aşağıya bırakıyorum.

Güney İzlanda -1- Reynisfjara kumu

Gardar ve Hálsanefshellir

Sahilde bazalt kayaların (Gardar) olduğu kısımda bir de Hálsanefshellir adında mağara var. Bu kayalar aslında İzlanda’nin ve dünyanın birçok bölgesinde (daha sonra birini göreceğiz), Türkiye’de de Sinop dolaylarında görülebilir. Volkanik patlamadan sonra soğuyan lav aşağıdan yukarıya doğru çatlama yaparak bu altıgen şekilleri oluşturuyorlarmış. Aslında bu kolonlar lavların tepesi değil ortasıymış. Oldukça enteresan. Daha detaylı anlatımı şu video’da, dünyadaki diğer bazalt kolonlarının listesini ise şurada bulabilirsiniz.

Reynisdranger

Bu kısmı bitirmeden bir de deniz içerisindeki 3 kayadan (Reynisdranger) bahsetmek istiyorum. Bu kayaların trol oldukları, gemileri sahile çekmeye çalıştıkları ve gün doğumuyla kaçamayıp taşlaştıkları şehir efsanelerinden biri. Bir diğeri de karısını kaçırıp öldüren trolleri takip eden bir adamın sahilde trolleri bir daha öldüremesinler diye taşlaştırdığı. Trol mu bilemem ama gün batımında şahane bir manzarası var.

Güney İzlanda -1- Reynisdranger

Unutmadan yeniden bahsedeyim, burada tehlikeli dalgalar var. Antartika ve Izlanda arasında ciddi bir yapı olmadığı için dalgaların oluşması için oldukça yeterli alanı var. Kesinlikle sırtınızı denize dönmeyin ve mümkünse suya çok yaklaşmayın. Detaylar ve örnek videolar İzlanda hakkında bilmeniz gereken her şey yazımızda.

Güney İzlanda -1- Uyarılar

Bilseniz iyi olur, burada bir turist merkezi ve ufak bir kafeterya var. Biz içine girmedik ama çikolatamızın yanına çayımız için içerden sıcak su aldık. Ayrıca tuvaletler ve park etmek de ücretsizdi. Park yeri sahile 100 metre mesafede. Yine bilseniz iyi olur, rüzgar çok kuvvetli esiyor. Donmak istemiyorsanız sıkı giyinmek şart.

Vik

Biz gitmedik ama sahil Vik kasabasına çok yakın olduğu için genelde burada konaklıyor insanlara Yakın olduğunuz kadar pahalı ve dolusunuz da!. Yaklaşık 300 kişi yaşıyormuş Vik’te. Katla Volkanı’nın da devamla tehdidi altındaymış. Katla 1918’den beri patlamadığı için her an patlama tehlikesi varmış ve bu nedenle şehir için kaçış planları bulunuyormuş. Bu konuda epeyce araştırma yapmıştım gitmeden. Merak ediyorsanız ayrıca detayları anlatabilirim.

Biz yakınlarda başka bir yerde, mutfağı da olan, cüzi meblağlı, doğa içinde bir tesiste kalmayı tercih ettik. Ve böylelikle İzlanda’da 3. günümüzü bitirdik. Ne kadar çok şey gördük aslında diyoruz kendimize. Önümüzdeki 3 güne şimdiden hazırız. Devamı 4. kısımda, linkine sayfanın en tepesinden ulaşabilirsiniz.

Umarım rehberimiz sizin için yararlı olmuştur. Rengincim, bunlar tamam da benim başka bir sorum var diyorsanız bize yorumlardan ya da Instagram’dan ulaşabilirsiniz. Seyahatimizin detaylarını merak ediyorsanız da yine Instagram’da sabitlediğimiz hikayelere bakabilirsiniz.