İzlanda Gezi Rehberi – 2- Golden Circle
İzlanda yazı dizimizin üçüncü kısmı İzlanda’nin güney batısında kalan Golden Circle detaylarını içeriyor. Eğer bu okuduğunuz ilk İzlanda yazımızsa size İzlanda’ya gelmeden önce bilmeniz gereken her şey, Planlama ve Reykjavik Bunlara gerek yok Rengincim sadede gel diyorsanız, sizi Planlama ve Reykjavik , Golden Circle, Güney İzlanda- Birinci kısım ve Güney İzlanda- İkinci kısım yazılarımıza da göz atmanızı öneririz.
1 – Thingvellir Ulusal Parkı
Reykjavik’ten 50 km mesafede bulunan bu büyük park Golden Circle turumuzun ilk durağı. Bu parkın İzlanda için önemi büyük aslında. İlk İzlanda parlementosunun (Alting) toplandığı yer burası. Amerika ve Avrupa kıtalarını ayıran Silfra yarığı da yine burada. Söylemeden geçmeyeyim ayrıca Unesco Dünya Mirasları listesinde bulunuyor.
–Thingvallakirkja
Öxara nehri kıyısındaki 1859 yılında inşa edilen bu kilise aynı zamanda İzlanda için Hristiyanlığın kabulünü temsil ettiği ve ilk Hristiyan kilisesi olduğu için ayrıca değerli. İlk yapılan kilisenin 1000 yılları civarında yapıldığı ve 1500’lü yıllarda şu anki yerine taşındığı düşünülüyor. Ancak bu kiliseye ne olduğu konusunda net bir bilgi yok.
Turist merkezine geldiğinizde yürüyüşe başlamadan önce parka yukarıdaki gözlem noktasından (Hakid) bir bakmanızı öneririm. Tam karşınızda bu kiliseyi ve hemen yanındaki İzlanda başkanının yazlık evini göreceksiniz.
-Almannagja
Park içerisinde turist bilgi merkezinden Öxararfoss’a doğru yürürken geçtiğiniz bir tarafınızda Avrupa tektonik plakası diğer yanınızda Amerika teknik plakası olan yol Almannagja. Her yeri yürünemiyor ve yaklaşık 7 km uzunluğunda.
Ayrıca burası İzlanda tarihi için de önemli yerlerden biri. Tarihte yasaların binlerce insana ilan edildiği, yıllık münazaraların yapıldığı, boşanmaların yasallaştığı, haberlerin paylaşıldığı ve hakimiyet için verilen mücadelelerin geçtiği yer.
Game of Throne’s bir bölümünün burada çekildiğini de belirterek park içerisinde bir sonraki durağımıza geçiyorum.
-Öxararfoss
Turist bilgi merkezinden yaklaşık 25 dakika Almannagja’dan yürüyerek ulaştığınız tektonik ve bazalt kayalarla çevrili Öxararfoss çok güzel. Bu yürüyüşe kesinlikle değiyor. Daha sonra daha geniş, daha yüksek ve daha debili şelaleler göreceksiniz muhtemelen. Ama bu şelale daha samimi 🙂 Ayrıca yürüyüş boyunca dünya değilmiş gibi görünen bu ülkeyi ve doğasını izlemek de cabası.
İzlanda folklor hikayelerinde bu şelale gelecek yılı tahmin eden şelale olarak geçiyor. Söylenişe göre her yılbaşı gecesi ya şarapla ya da kanla kırmız renge bürünürmüş. Ya bolluğu ya da savaşı simgelermiş. Var mi yılbaşı gecesi buraya giden?
-Silfra Yarığı
Dünyadaki ilk beş dalış yerinden biri olan Silfra, 1789 yılındaki tektonik hareketler sebebiyle oluşan bir yarık. İzlanda’dan geçen Avrupa ve Amerika tektonik plakaları her yıl iki cm kadar ayrılarak bu yarığı büyütüyor. Su yer altından buraya ulaştığı icin genelde 2-3 derecede ve kristal temizliğinde. Bu da görüş mesafesini 100 metreye kadar çıkarıyor.
Haliyle Silfra’da şnorkel ya da dalış yapabiliyorsunuz ve genellikle ikisi için de dalış kıyafeti gerekiyor. İkisi için de bazı kurallar var. 16 yaşın üzerinde, en az 45 kilo ve sağlıklı olmanız gerekiyor. Ama özellikle dalış için ya sertifikanız ya da daha önce en az 10 dalış yapmış olmanız ve bunların kayıtlı olması gerekiyor.
Ha biz turla yaparız bu işi diyorsanız da dalış kişi başı yaklaşık 150 Euro civarı. Örnek tur detaylarına şuraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
–Drekkingarhylur (Boğulma Havuzu)
Thingvellir Ulusal Parki yalnızca parlementonun toplandiği yer değil ayrıca infazların da yapıldığı yer. Drekkingarhylur da bunlardan biri. 18. yüzyıla kadar ensest ve zina suçlarından yakalanan kadınlar burada boğuluyormuş. Ne üzücü… Burası Almannagja’nın hemen yanındaki köprü, şelalenin hemen altı.
-Gjabakkahelir Mağarası
Yaklaşık 9000 yıl önce oluşmuş 360 m uzunluğundaki bu mağarayı kendiniz rehbersiz gezebiliyormuşsunuz. Ancak yüzeyi buz olduğu için mutlaka iyi bir ayakkabıyla ve ekipmanla gezilmesi öneriliyor. Thingvellir’de bizim görmediğimiz yerlerden biri bu mağara çünkü bulamadık! Ama sonrasında öğrendim ki Google’a BlueBerry Cave yazarak bulabiliyormuşsunuz. Park ile Laugarvatn arasında yer alıyor. Fotoğraf maalesef internetten.
-Bilseniz iyi olur – Thingvellir
- Thingvellir parkına giriş ücretsiz.
- Arabanızı turist merkezi yakınlarında rahatça park edebiliyorsunuz. Park etme ücreti 750 ISK. Biz park ederken ödeme cihazı çalışmamıştı ama turist merkezi içerisinde ayrı bir odeme noktası var.
- Turist merkezi içerisinde bir de tatlı bir hediyelik eşya dükkanı var. Fakat fiyatlar epey yüksek.
- Birden fazla otopark bulunuyor. Parkın sadece Silfra/kilise tarafını gezecekseniz arabanızı bu bölgedeki park yerlerine (P3-P4) bırakmanızı öneririz. Bu kısımda park etmek ücretsiz.
- Tuvaletler turist bilgi merkezinin hemen yanında.
- Tüm parkı gezmek yaklaşık 2-3 saat alıyor. Dalış yapacaksanız dalış hazırlığı ve dalış süresini de buna eklemelisiniz. Ve hamileler turla da olsa maalesef bu dalışı yapamıyor.
2 – Geysir ve Strokkur (Gayzerler)
Golden Circle turumuzun ikinci durağı Haukadalur vadisindeki gayzerler. Giriş ücretsiz. Arabanızı da ücretsiz olarak park edebiliyorsunuz ve park yerinden birkaç dakika yürüyerek gayzerlere ulaşabiliyorsunuz. Yürümek için kaldırımlar var ama bazı noktalarda topraktan geçmek gerekebiliyor. O kısımlar için aman dikkat, toprak gayzerlere yakın yerlerde ayakkabınızı eritebilecek kadar sıcak. Ve burası tam olarak İzlanda’nın bu dünyadan olmadığını düşünmeye başladığınız yerler. Gayzer ismi de Geysir’den geliyormuş.
Great Geysir (Büyük Geysir)
Geysir, Amerika Yellowstone Parkı’ndaki gayzerle birlikte en çok bilinen gayzer. Maalesef şu an aktif değil. Su fışkırttığı dönemlerde 60-80 metre yüksekliğe ulaşıyormuş. Bilinen en yüksek su yüksekliği 1845 yılında 170m, yakın zamanlarda da 2000 yılındaki 122m imiş.
Strokkur
Strokkur İzlanda’da en çok ziyaret edilen aktif gayzer. Aktif gayzerlerin bu kadar popüler olmalarının sebebi, gerektirdikleri komplike pompalama sistemi, aktif yer altı suları ve aktif yeraltı ısısının bir arada olmasıymış. Ne kadar sıcak mesela diye bir baktım da, 1 metre derinde sıcaklık yaklaşık 90 dereceymiş. Strokkur 10 ile 40 metre arasında yüksekliğe su fışkırtıyor. Yaklaşık her 10 dakikada bir patlıyor gayzer. Ama kesin 10 dakikada bir diye de bir şey yok. Bazen 4 dakika sonra oluyor, bazen 15 dakika bekliyorsunuz. Biz 15-20 dakika bakar gideriz demiştik giderken ama bir daha bir daha derken neredeyse 1,5 saat harcadık burada.
Bilseniz iyi olur, sülfür gerçekten çok kötü kokuyor. Çürük yumurta kokusu diyebilirim. Ve en çok da Strokkur kokuyor maalesef. Biz rüzgarın tersi yönünde durarak biraz da olsa çözdük bu konuyu. Park yerine çok yakın güzel bir hediyelik eşya dükkanı var. Güney İzlanda’da gördüğümüz en güzel ve en büyük hediyelik eşya dükkanı olabilir. Biz burada tuvaletleri de kullandık.
3 – Gullfoss
Gulfoss aslında altın şelale demekmiş. O instagramda gördüğünüz gökkuşaklı şahane fotoğraflar hep buradan. Gulfoss Golden Circle turumuzun 3. durağı ve Geysir’den arabayla yaklaşık 10 dakika mesafede. Arabanızı ücretsiz olarak park edebiliyorsunuz. Aslında su iki kısımda döküldüğü için iki ayrı şelale olarak da kabul edilebilir.
Gullfoss’un da suyu Thingvellir ve Geysir gibi Langjökull’den geliyormuş. Bu bir buzul olduğu için, su sıcaklığı oldukça düşük. Yani; rüzgar burada soğuk esiyor, sıkı giyinin. Şelale yükseliği 32 metreymiş ve yazları dakikada 140 metreküp su akıyormuş. Bir kişinin bir yıldaki ortalama su kullanımının 50 ile 100 metreküp arasında oldugunu düşünürsek dakikada 140 metreküp inanılmaz bir rakam.
Tabii ki bu kadar yüksek debili bir şelaleyi Hidroelektrik santrali olarak kullanmak istemişler geçmişte. Tómasdôttir Sigridur, yani Tómas’ın kızı Sigridur protestolar düzenlemiş ve avukat tutmuş. Hatta durum o kadar ileri gitmiş ki Sigridur kendini bu şelaleye atarak öldürmekle tehdit ederek burayı kurtarmış. Onu onurlandırmak için bu şelalede Sigridur’un yüzünü bir taşa oymuşlar.
Bilseniz iyi olur; şelalenin ikinci kısmına merdivenlerden inerek ulaşıyorsunuz. Haliyle geri tırmanmanız gerekecek. Ayrıca yolların bazı kısımları ve merdivenlerin bazı bölgeleri epey kaygan. Aman diyeyim şelale göreceğiz diye kaseyi kırmayın.
Bir bakayım kendi sayfaları yok mu derseniz sizi şuraya alalım. Sitelerinde aradığınız tüm bilgilere ve hediyelik eşyaların detaylı liste fiyatlarına ulaşabilirsiniz.
4 – Faxi (Vatnsleysufoss)
Golden Circle turumuzda 4. durağımız Faxi şelalesi. Tabii Gullfoss’tan sonra minnak geliyor burası. Yine de etkileyici. Yol üzerinde olduğu için hızlıca bir bakılıp çıkılabiliyor. Biz bir 10 dakika kadar kaldık burda. Giriş ücretsiz ve arabanızı da şelalenin epey yakınına park edebiliyorsunuz.
Enteresan bir bilgi, bu şelalenin Somonlara yardımcı olan bir yer olması. İzlandalılar somonlara yardımcı olması için bu şelalenin yanına somon merdiveni koymuşlar. Böylece somonlar daha rahat tırmanıyorlarmış. şu İzlandalılar ne tontiş ya. Merdiveni tam çekmemişiz ama internetten bir fotoğrafını buldum. Arabanızı park ettikten sonra şelalenin karşısına doğru yürüseniz daha net görürsünüz. Ya da direk merdivenlerin yanına inebiliyorsunuz.
5- Kerid Krater Gölü
Sadece Golden Circle turumuzda değil bütün İzlanda’da para ödeyerek girdiğimiz ikinci yer burası oldu. Bir digeri için bkz. Blue Lagoon. Kişi başı cüzi bir 400ISK ödedik girişe. Sebebi de buranın özel kişiler tarafından yönetilmesi ve bu paranın yıllık bakım masraflarına harcanıyor olmasıymış. Yalnız ülkeye bakar mısınız?!! Dedenden mesela krater gölü miras kalmış.
Kerid yalnızca 3000 yaşındaymış. Yani etrafındaki oluşumların nerdeyse yarı yaşında. Bu da içerisindeki toprağın neden siyah değil de kırmızı olduğunu açıklıyor. Suyunun yağmur suları değil yeraltı kaynaklarından gelen su olduğu tahmin ediliyor. Suyun rengini ise bu yeraltı kaynaklarındaki mineraller veriyormuş.
İsterseniz etrafına inebiliyorsunuz. Bir de basit bir merdiven var. Biz hem göl buz tuttuğu için, hem de kendimiz de soğuk ve rüzgardan buz tutmak üzere olduğumuz için gölü yukardan seyretmeyi tercih ettik.
Bonus: İzlanda Atları
Her ne kadar bu atlar Golden Circle özelinde olmasa da Golden Circle turunu yaparken birden fazla yerde bu sevimli atlara rastladık. Çeşitli çiftliklerde denk geldigimiz bu uysal hayvanlara yaklaşıp sevebiliyorsunuz. Ben atlardan çok korkuyorum aslında ve çekincemi fotoğraflardan görebilirsiniz. Gerçekten çok uysallar.
Bugün nerelere gitmedik:
- Bruarfoss: Bu şelale birinin özel bir mülkünde olduğu ve girilmez işareti konduğu için buraya girmedik.
- Freidmar Domates Çiftliği: Aslında bir çorba içmeye durmak istiyorduk ama gün içerisinde olaylar tahmin edemediğimiz gibi geliştiği için buraya yetişemedik.
- Laugarvatn: Biz Blue Lagoon’a gitmeye karar verdigimiz için burayı pas geçtik. Ama gidecekseniz Thingvellir ve gayzerler arasında kalıyor. Bir de giderseniz eğer bizim için de termal toprakta pişmiş çavdar ekmegiyle İzlanda tereyağından yiyin lütfen.
- Sólheimar Eco Village ve Efsti-Dalur Mandırası : Önceliğimiz olmadığı için geçtik ama siz uğrayabilirsiniz.
Umarım rehberimiz sizin için yararlı olmuştur. Rengincim, bunlar tamam da benim başka bir sorum var diyorsanız bize yorumlardan ya da Instagram’dan ulaşabilirsiniz. Seyahatimizin detaylarını merak ediyorsanız da yine Instagram’da sabitlediğimiz hikayelere bakabilirsiniz.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.