Bursa’dan Notlar-Koşuyorum #1 Eker I RUN

Koşmaya başlamam (ki aslında hala da çok da bi koşuyorum sayılmaz:) Gökhan’ın oldukça uzun süreler koşabilmesi ve benim 5 dakika dahi durmadan koşamıyor olmamın canımı sıkmasıyla başladı. Her “ben koşamıyorum yaa, şuram ağrıyo buram acıyo, nefesim tıkanıyo” dediğimde Gökhan’ın koşarsın, sadece biraz antrenman yapmalısın, yapamıyorum diye bir şey yok demesiyle ben de ufak ufak koşmaya başladım. Önce hep başlayıp başlayıp yarım bıraktım. Sonra yılbaşına girerken bu yıl kesin bir koşu yarışına katılıp süre hız önemli değil, sadece koşarak bitirmeliyim diye bir hedef koymuştum kendime onu hatırladım ve yazın da gelmesiyle ODTÜ’de akşamları iş çıkışı gidip Devrim’de (Stadyumda) koşmaya başladım. Önce bir iki tur koşup bir iki tur yürüyordum. Bir tur 400 metre! Sonra artırmaya başladım. Ve kısa bir süre sonra 5km durmadan koşabiliyor hale geldim. Tabii ki edef 10 km idi ama Eker ayran kutularından I RUN koşusunu ve koşuda 5k kategorisi olduğunu öğrenince mutlaka katılmalıyım, işte ilk koşu için bir fırsat dedim ve kaydoldum.

Vee işte Bursa yolculuğu böyle başladı…

Ankara’dan sabah erkenden simitimizi sütümüzü alıp Bursa’ya yola çıktık.

İlk Durak Cumalıkızık

Cumalıkızık son zamanlarda oldukça popüler olmuş, Bursa’ya 20 dakika gibi kısa bir mesafede bulunan dokusunu görsel olarak çok da kaybetmemiş bir köy. Osmanlı’nın Bursa’da ilk yerleştiği bölgelerden biri olan bu köy, betonlaşmadan restore edilmiş Osmanlı erken döneminin kırsal kesim sivil mimari örnekleri olan evlere sahip.  2014 yılında UNESCO Dünya Mirası olarak kabul edilen bu Cumalıkızık, sırf bu mimariyi görmek ve fotoğraf çekmek için birkaç saat ziyaret edilebilir.

“Kızık” Oğuz Türklerinin boylarından birinin ismi. Köyün ismindeki kızık onların 1300 yılları civarında buraya yerleşmiş olmalarından geliyor. Çevrelerine, işlevlerine göre de ön isimler verilmiş. Kızık köylerinden topluca Cuma namazı kılınan bu köye de Cumalıkızık adı verilmiş.

Gelelim Cumalıkızık’ta neler yapılır? Öncelikle hafta sonu gelecekseniz ve özellikle kahvaltı yapmak için gelecekseniz erken vakitte gelmelisiniz, çünkü gerçekten kalabalık oluyor. Biz köyde çok kısa bir tur atıp çıkacak kadar vakit bulabildik ama benim gezerken edindiğim izlenime göre kahvaltı işi biraz yöreselliğini kaybetmiş durumda.

Köyde gezebileceğiniz yerler de,

Köy Evleri: Cumalıkızık’ta bence yapabileceğiniz en güzel şey sokaklarda rengarenk evlere bakarak gezinmek. Gezinirken göreceğini Kınalı Kar dizisinin çekildiği evleri de gezebilirsiniz.

Cumalıkızık Etnoğrafya Müzesi: 18, 19 ve 20. yüzyıllara ait halk tarafından bağışlanmış köydeki hayata ait eşyaların sergilendiği bir müze.

Köy Camisi ve Hamamı: Osmanlı’dan kalma köy camisi ve hamamı da yürüyüşünüz esnasında göreceğiniz yerlerden.

Küpeli Ev : Bursa UNESCO Derneği Proje Uygulama Evi,. Bu ev ismini evin her yerinde bulunan küpe çiçeğinden almış.

Cin Aralığı Sokak: Sokağın hikayesi, çıkmaz bir sokağa girdiğinizde sokağında sonunda sağda uzaktan görünmeyecek kadar dar bir sokak bulunuyor. Köylüler düşmandan kaçarken bu aralığa girip kaçarak Türk askerine ulaşırlar ve sokağa bakan ve burayı göremeyen düşman askerleri de bunun “cinlerin” işi olduğunu düşünür ve sokak da ismini buradan alır.

 

Restorasyon sebebiyle çok fotojenik Değildi Cinaralığı Sokak

Uludağ Kebapçısı-Cemil&Cemal Usta

Bursa’nın meşhur iskendercilerinden biri olan Uludağ Kebapçısı’nın aslında bir ara sokakta bir de alışveriş merkezinde yeri bulunuyor.Biz klasik sever olarak dar sokaktaki küçük dükkana gittik tabii ki. İçerse oldukça küçük ama buna da diğer komşu esnaf dükkanlarının önlerine de masa ve sandalyeler atılıp müşteri alınarak çözüm bulunmuş.

İskender güzel ama gerçekten de beklendiği üzere yağlı. Ama Bursa’ya kadar gelmişken de yemeden olmaz. Bunun dışında bir de Mavi Dükkan meşhur iskenderciler listesinde baş sıralarda yer alıyor ama onu deneyecek fırsatımız olmadı.

Uludağ Kebapçısı Cemil&Cemal Usta’ya foursquareden bakmak isterseniz buyrun:

Uludağ Kebapçısı-Cemil&Cemal Usta

 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Ulu Camii

Bursa Ulu Camii 1396-1400 yılları arasında I.Bayezid’in emriyle inşa edilmiş. Hemen hemen eşit büyüklükteki 20 kubbesinin ortasındaki kubbe açık olarak yapılmış. Caminin minberi önemli bir oyma sanatı eseri. Ayrıca cami duvarlarında, hat sanatının özgün eserlerinde 92 adet hat levhası ve duvar yazısı bulunuyor.

Kozahan

Benim en sevdiğim yerlerden biri oldu Bursa’da. II.Bayezid tarafından İstanbuk’daki cami ve medreselerine gelir getirmesi için yaptırılmış olan bu hanın yapımına 1489 yılında başlanıp 1491 yılında hizmete açılmış.

Han klasik han yapımına uygun olarak ortada bir avlunun etrafında yer alan iki katlı bir yapı. Etrafında ipek ürünleri satan birçok dükkan ve avluda da oturup bir kahve içebileceğiniz yerler bulunuyor.

Bursa Çarşıları

Kapalı Çarşı ,Bakırcılar Çarşısı gibi çarşıları gezerek alışveriş merkezi yerine esnaftan alışveriş yapmanın tadını hatırlayabilirsiniz.

Irgandı Köprüsü

Irgandı Köprüsü dünyada dört tane olduğu iddia edilen üstünde çarşısı olan bir köprü. Diğerleri Floransa’daki Ponte Vecchio, Venedik’teki Rialto Köprüsü, Lofça’daki Osma Köprüsü ve Bursa’daki Irgandı Köprüsü.

Köprünün üzerinde resim atölyeleri, ney seslerini yürürken duyabileceğiniz müzik evleri, el yapımı takılar satan dükkanlar bulunuyor. Köprüye gerçekten bayıldım!

 

Kısa zamandaki bu Bursa turundan sonra Eker Meydan’a doğru koşu kitimizi teslim almak üzere yola çıktık. Bursa’da şaşırtıcı derecede kötü bir trafik var. Cumartesi günü olmasına rağmen trafikte Eker Meydan’a ulaştık. Meydan’da koşu analizi yapılan bir bölüm, kit teslim alınan bölüm ve ertesi günkü koşu için ufak antrenmanlar yapan bir etkinlik gurubu vardı. Biz de kitimizi aldık, hazırız artık.

Montania Special Class Hotel

Artık vakit geldi otele yerleşmeye. Eker Meydan’dan koyulduk yola, Mudanya’ya. Eski birtren garı olan otel binamız çok güzeldi. Tek sıkıntısı tren garından çevrilmesinden kaynaklı olarak odalarda sadece yukarda ve üçgen tek veya üç tane pencere bulunuyor olmasıydı. Biz tek gece kaldığımız için hiç sorun olmadı ancak daha fazlası için eğer odada da vakit geçirilecekse biraz daralmaya sebep olabilir. Ancak otelin kalan kısımları inanılmaz güzel, hava kötü olduğu için dışarda deniz kenarında oturamamanın üzüntüsünü yaşadım ertesi gün ancak kahvaltının hazırlandığı gar bekleme salonu konseptli salon da gayet güzeldi.

Tirilye

Sadece akşam yemeği için gidebildiğimiz Tirilye’yi malesef göremedim. Ancak araştırdığım kadarıyla biraz daha erken saatte gidip, bu eski Rum Köyünü biraz gezip sonra akşam bizim yaptığımız gibi rakı balığa devam etmek gayet güzel olacaktır.

EKER I RUN

İşte Bursa’ya gelişimize vesilen olan olaya. Sabah kalkıp hafif bir kahvaltı yapıp, yine Eker Meydan’a doğru yola çıktık. Hava hafif yağmurluydu, olsun sıcaklamayız en azından deyip Decathlon’a uğrayıp bir yağmurluk alıp, meydana geçtik. Meydan yağmura rağmen gayet kalabalık ve eğlenceliydi. Bir sürü yemek standı, satış standları kurulmuştu.

Önce minik adımlar başladı. Yaş gruplarına göre koşan minikleri izlemesi, arkadaşımızın kızı Melis de koşuyor olunca baya bi eğlenceliydi 🙂 Çocukların yüzündeki acılı bakışlar, kenardan verilen destekler falan çok iyiydi gerçekten.

Sonra 15 km koşusu başladı. Biz de ısınmaya başladık o sırada. 15 k gittikten sonra biz de start noktasında yerimizi aldık. Start noktasında önde veya arkada başlamanızın çok bir önemi yok. Size verilen göğüs numarasının arkasındaki çip başlarken, ara noktada dönerken ve bitirirken bastığınız bir zemin sayesinde zamanınızı kaydediyor.

Veeeee 3, 2 ,1 başlaaa!!! Evet, başlangıcı yokuş dönüşü aynı yoldan olunca yokış aşağı olan bir parkurla 5 km koşusunu 32 buçuk dakikada tamamladım. İşte bu da bitirme sertifikam.

Ankara Merkez 🙂

Bursa’da aldığım motivasyonla ve mutlulukla İstanbul Maraton’da 10 k’yı koşarak tamamlamayı hedefliyorum. Koşamam demeyin, ben koştuysam siz de koşarsınız.