Amsterdam’da en sevdiğim kahveciler

Merhabalar yeniden,

Hem Viyana’yı hem Prag’ı hem de Kanada’yı aynı anda yazmaya çalışıyorum. Kanada’yı unutmaya başlamışım bile 🙁 Bir yandan da Nihan’ın Cape Town gezisini takip ediyorum. Hem bana bir nefes olsun, hem de Amsterdam’a gelecek takipçilerimiz için bir Amsterdam kahvecileri yazısı yazayım istedim. Malesef elimde fotoğraflar yok ama hem şubatta hem de martta birer gün en sevdiğim kahvecilere yeniden gideceğim. Listeme 2017 yılı içerisinde açılmış olan ve henüz gidemediğim birkaç yeri de ekleyeceğim ki, gitmek isteyen olursa taze kan olsun!

Öncelikle şunu belirtmek istiyorum, Amsterdam’da çok kötü kahve nadir bulunuyor. İyilerin iyilerini seçiyorsunuz yani. Bir de listemi beğeni sırasına göre değil, aklıma geldiği gibi sıraladım. Zira birini diğerinden çok seviyorum demek benim için zor. Hepsi benim bebeklerim 🙂 Eveeet, gelelim listemize:

1- Quartier Putain

Burası gitmeyi açık ara en sevdiğim yerlerden biri. Amsterdam’ın en iyi espressosu burda diyebilirim. Filtre kahvesinin de saat başı yenilendiğine şahit oldum son iki seferdir. Yani tazecik kahve içiyoruz burda 🙂 Aynı zamanda konseptini de çok seviyorum. Her kahve için müzik kutusundan bir şarkı seçebiliyorsunuz. Üst katı da sanat galerisi. Şansınıza hava biraz güzelse kapı önüne konan masada  kanal keyfi yapabilirsiniz. Üstelik soğuk kahvesi güzel olan nadir yerlerden 😉 Bocca kahve kullanması da artı puan. Yalnız geçen haftasonu üstü katında parti vardı. Mümkünse gündüz gidin. Seviyoruz gidiyoruz.

Yer: Eski Kilise yanı, Red Light Districht ( Kırmızı Fener Bölgesi)

2-Bocca

Hemen hemen en sevdiğim nitelikli kahvecilerin kullandıkları kahve buradan. Buranın her şeyini çok seviyorum diyebilirim. Bir kere içerisi çok ferah ve dekorasyonu çok güzel. Amsterdam’da böyle ferah yer az bulunuyor. Ikincisi, yaptıkları her şeyi güzel yapıyorlar. Hem kahveleri hem tatlıları leziz. Hem baristaları çok ilgili hem de içtiğiniz kahve hakkında detaylı bilgi alabiliyorsunuz hazırladıkları küçük kartlardan. Yeni kahveler içinse renkli kartpostalları var. Burada henüz denemediğim ama denemek istediğim bir tek cafe tonic kaldı. Havuçlu kekini ve brownisini mutlaka deneyin. Kahve olarak benim en sevdiğim Etiyopya flat white. Daha iyisi yok! Ama son sefer gidişimde dönem kahvesi olan Brundi’yi denedim. Bu arada genelde yer olmuyor ama beklerseniz bir 15 dakika içerisinde oturacak yer bulabiliyorsunuz. Bir çok cafe gibi haftasonu için laptop free uygulamaları var. Bir de para kabul edilmiyor. O yüzden yanınızda mutlaka bir kredi kartı bulundurun. Bu Hollanda genelinde çok yaygın bir durum.

Yer: Kerkstraat

3-Back to Black

RijksMuseum’a 5 dakika uzaklıkta inanılmaz tatlı bir kahveci. Elmalı tart- flat white kombinasyonu gününüzü güzelleştiriyor. Son gidişimizde Chemex denedik. Ondan da çok memnun kaldım. Burası aslında Rijks Müzesi cafesinde yer bulamadığım zamanlarda geldiğim bir yer. Giderek popülerleşiyor olmasına biraz üzülüyorum ama şimdilik kaliteden ödün vermiyorlar. Kahve çekirdekleri, yine gitmeyi çok sevdiğim Sweet Cup’tan. Bir de tatlı bir kedileri var, Binkie. Giderseniz benim için de sevin.

Yer: Weteringstraat

 

4- RijksMuesum Cafesi

Buraya genelde Rijks müzesi gezisinden sonra oturuyorum. Sebebini tam olarak tasvir edemesem de burda inanilmaz bir ortam var. Kendinizi hem çok küçük hem de aynı anda çok önemli/ değerli hissettiriyor. Servis mükemmel. Koltukları da çok rahat. Oturduğunuz yerden müze mimarisini de görebiliyorsunuz. Genelde Cappucino içiyorum burda. Söylememe gerek yok, kahve on numara!

Yer: RijksMuseum

 

5- Sweet Cup

Hollanda cafesi diyebileceğim biraz hipster bir yer burası. Ama bir oturma odası sıcaklığında Chemex, V60, AeroPress ya da Clever Drip seçeneklerini sunuyorlar. Yok ben illa esprosso içerim derseniz o da var. Bu da tercih sebeplerinden biri, zira bazı yerlerde ikisini bir arada bulamıyorsunuz. En son gittiğimde tazecik yulaflı kurabiyelerinden yeme şerefine nail oldum. Eğer denk gelirseniz kaçırmayın derim. Kendi kahve çekirdeklerini kullanıyor olmaları da artı puan.

Yer: Stadsdeel Centrum

6- De Koffie Schenkerij

Eski kilisenin bahçesinde yer alan bu sevimli yere özellikle baharda gitmenizi tavsiye ederim. Huzurlu bir filtre kahve için burası şehirin merkezinde kalabalıklardan uzak mükemmel bir adres. Kahvenin yanına alacağınız havuçlu kekin de tadı damağınızda kalacak. Ben elmalı tart alayım derseniz onu da sıcacık yanında tazecik kremasıyla servis ediyorlar. En sevdiklerimden. Bir de güzelim vintage tabakları var ki, vintage pazarlardan topluyorlarmış. Burası aynı zamanda Hollanda’nın teras cafe (burada teras kapı önüne verilen isim) deneyimini yaşayabileceğiniz bir yer. Dönmek istemeyeceksiniz.

Yer: Eski Kilise, Red Light District

 

7- Il Momento

Kanallar (Singel) (üzerinde mükemmel bir kahveci daha. Burada da drip coffee ya da V60 alabiliyorsunuz. Ben burada sadece espresso ve latte içtim, ama ikisi de gerçekten çok güzel. Kendi kahvelerini kavurmaları yine artı puan. Beğenirseniz evinize götürmek için çekirdek de satın alabiliyorsunuz.

Yer: Singel

 

8- Espresso fabriek

Westerfabriek’te yer alan cici kahveci. Burada yediğim browninin tadı damağımda hala. Lattesi mükemmel. Geçen senenin Latte Art finalistinin de burada barista olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Kendi çekirdeklerini kavuruyorlar. Isterseniz satın alabiliyorsunuz. Hava güzelse kahvenizi tatlınızı alıp yakındaki parka gidebilir, ördekleri seyrederken güzel bir kahve molası verebilirsiniz.

Yer: Westerfabriek

 

9-White Label Coffee Roasters

Yine kendi kahvelerini kavuran en iyi 3. dalga kahvecilerden. Hollanda’da yaygın olan endüstriyel görüntüye sahip içerisi. Biraz dinlenip, güzel bir kahve molası vermek isterseniz burası doğru adres. Banana bread’ ini şiddetle öneriyorum. Özellikle de fırından yeni çıktıysa! Daha çok yerlilerin gittiği bir kahveciydi burası, epeydir gitmedim. Bakalım şubatta nasıl bulacağız burayı 🙂

Yer: Jan Evertsenstraat

 

10-Screaming Beans

Singel üzerinde tatlı bir kahveci. Burayı her hafta farklı kahve çekirdeği kullandıkları için seviyorum. Hem espressosu hem de filtre kahvesi çok güzel. Bir de barista kahvenizi tercih ettiğiniz metodda masanızda hazırlıyor. Yer bulması biraz zor oluyor yalnız aklınızda olsun. Bir de birazcık pahalı. Yine de Lot Sixty One ile en çok gittiğim yerlerden.

Yer: Dokuz sokaklar/ Singel

 

11- Scandinavian Embassy

Kahve ve kahvaltıyı (bazen brunchı) bir araya getiren yer benim için Scandinavian Embassy. Sadece kahve için buradaysanız, yanına bir de cinnamon bun söyleyin. Tazecik! Park manzarası da bonus 🙂

Yer: Sarphatipark, Yeni Pijp

 

12- Caffeination

Belçika’nın Antwerp (Anvers) şehrinde başlayan yolculukları Amsterdam’da devam ediyor. Içtiğim en iyi flat white burada!

Yer: Warmondstraat 120

 

13-Lot sixty one

Nitelikli kahve için doğru adres. Ama çok az yerleri var ve genelde dolu oluyor. Beyaz, siyah ya da filtre kahve arasından seçim yapabilirsiniz. Cortado ve flat white leziz.  Son zamanlarda oldukça popüler. Ust kattaki cam kenarı masalar favorim. Foodhallen’a gitmeden uğrayabilirsiniz.

Yer: Kinkerstraat

14- Pluk

Pluk uzun zamandır gitmek isteyip gidemediğim bir yerdi. En son sadece tabak almak için shoplarına uğramıştım ama oturup bir kahve içmeye vaktim olmamıştı. Bu sefer Matcha Latte denedim. Eğer Matcha seviyorsanız güzel bir kahve. Ama çok ekstrem bir yönü yok. Sadece kahve değil birçok tatlı ve yemek seçeneği de sunuyorlar. Küçük bir mola ya da hafif bir öğle yemeği için güzel bir tercih olacaktır. Ama nitelikli kahve arıyorsanız, Back to black ya da Bocca daha iyi birer seçenek olacaktır. Kahve içmem ama önündeki güzel zeytin ağacına bakarım ya da içeriden güzel pasaport kılıfları alırım diyorsanız ya da sadece bakmak istiyorsanız mutlaka uğrayın! Bu arada önceden bakmak isterseniz de web siteleri mevcut.

Yer: Reestraat 19

*CT Coffee and Coconuts

Bu cafe çok tatlı bir iç dizayna sahip. Eski bir sinema binasını cafeye çevirdikleri için üc katlı ferah bir alan ortaya çıkmış. Açıkçası Amsterdam’da içtiğim en kötü kahveyi burada içtim ben. Hayatımda ilk defa bir capuccinoyu geri gönderdiğim yer de burası. Bilin diye söylüyorum. Ortamı ve hindistan cevizi konsepti çok güzel. Gidelim bir hindistancevisi suyu içelim derseniz, çok keyifli olacaktır. Son zamanlarda yemek servis etmeye de başlamışlar ve çok da güzelmiş diye duydum. Bir de buaraya gidecekseniz, ommeleg ile ya da yakındaki vintage storelar ile birleştirebilirsiniz.

Yer: Pijp

* Cafe Brecht

Burası daha çok adı yüzünden tercih edilen bir yer ama aslında Brecht ile direkt hiçbir ilişkisi yokmuş. Brecht’in en çok bilinen ‘Hiçbir şey olduğu gibi kalmaz’ sözü duvarda. Içerisi biraz karanlık ama çok tatlı vintage bir dekorasyonu var. Servis de yine vintage bardak ve tabaklarla yapılıyor. Burası daha ziyade cay ve tatlı için tercih ettiğim bir yer. Çayı küçük bir demlikte getiriyorlar.Çok sorulduğu için bu listeye dahil ettim.

Yer: Weteringchans 157

 

Henüz gitmediğim ama listemdeki yerler:

Zebra, Pelican Rouge, Doppio, Vascobelo, Two for joy coffee roasters

 

Kahve yetmez, başka ne yapmak lazım derseniz de sizi Amsterdam ipuçlarına alalım. Amsterdam dışında da gezeceğiz diyorsanız sizi Hollanda’da ucuza seyahat etme rehberimize alalım. Biz ilk defa geliyoruz, uygulama filan ne önerirsin derseniz de Hollanda’ya gelmeden önce indirmeniz gereken uygulamalar yazımıza bir bakın deriz. Yazılarımıza üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.