İsviçre Gezi Rehberi -3- Lauterbrunnen, Mürren, Allmendhubel, Gimmelwald

O zaman İsviçre gezimize başlıyorum. Öncelikle olay Covid zamanlarında geçiyor. Tabi ben yazmak için iki yıl beklediğim için hikaye de birazcık gecikmiş oldu ˆˆ

Epey olmuş yazmayalı. İsviçre blogu kendine getirdi diyordu Nihan. Beni de kendime getirdi galiba. Hani bütün o şahanelik bir kenara, seyahat etmek bana yeniden umut ve heyecan vermişti. Tabii ki Covid’in henüz bitmediği günlerdi ama en azından bir şeylerin yoluna gireceğine dair bir umudum oluşmuştu. Umutsuzluk ne kötüymüş. İsviçre de ne güzelmiş. Her seyahatimiz ayrı güzeldi. Hazır başlamışken hepsini yazayım diyorum 🙂 Hayaller…

Bunları biliyoruz Rengincim, sen ‘gelmeden bilmemiz gereken şeyler neler?’ bize bunları anlat diyorsanız, sizi İsviçre Gezi Rehberi- 1- Gitmeden bilmeniz gereken her şey yazımıza, bunlar yetmedi daha fazla gezilecek yer isteriz derseniz de İsviçre Gezi Rehberi- 4- Brienz Gölü, Brienz ve Iseltwald Gezileri yazımıza alalım.

2- Gezilecek Yerler ve Yemek

Lauterbrunnen

İsviçre’ye yağmurla girdik biz. Yağmura rağmen muhteşem bir kasaba Lauterbrunnen. Her yerden bir şelale fışkırıyor. Zaten Lauterbrunnen de yüksek şelaleler demekmiş. Ayrıca her blog yazısında göreceğiniz üzere de 72 şelale varmış. Gelelim nereleri gezeriz kısmına:

Lauterbrunnen’in kendisi gezilecek yer zaten. Çevresinde yürüyerek yaklaşık 1 saatlik bir tur atabiliyorsunuz. Biz kilisenin yanındaki yürüyüş patikasından Lauterbrunnen’in sonuna kadar yürüyüp köprüyle nehiri geçtik. Yol yukarı doğru tırmanıyor ve manzaranız: yeşilin her tonu içerisinde küçük, çiçekli ahşap kulübeler, çan sesleriyle dolaşan inekler ve şelaleler.

Kulübelerin bazılarının önünde küçük ev gibi görünen posta kutuları göreceksiniz. Bunlar ev sahiplerinin sattığı ya da sergilemek istediği şeyleri koyduğu yerler. Bazılarında peynir, bal, reçel gibi ev yapımı ürünler de oluyor. Almak istediğiniz ürün için (çoğu zaman) gönlünüzden kopanı bırakarak kilitsiz dolaptan istediğinizi alıp çıkıyorsunuz. Bazen de fiyat listesi koyuyorlar. Ama elbette bunu yapabilmek için yanınızda nakit ve mümkünse bozuk para olması gerekiyor.

Yürüyüşe devam ediyoruz. Yolu takip ettiginizde önce kamp alanından ve takriben mezarlıktan geçiyorsunuz. Bu arada bir kasabanın mezarlığı bile mi güzel olur. Bakmadan geçemedik resmen.

Mezarlığın hemen ilerisinde eeeen çok bilinen ve hemen hemen tüm Lauterbrunnen fotoğraflarında olan Staubbach şelalesini görüyorsunuz. Bu şelalenin dibine yanaşabiliyor hatta ıslanmayı göze alırsanız arkasına bile geçebiliyorsunuz. Şelaleye minik bir patikadan ulaşılıyor.

Şelaleyi geçince yukarıdaki yoldan değil de restoranların, barların ve bizim minnak otelimizin yanından geçerek ilerliyorsunuz. Zaten yol tek, bariz ve yolun sonunda Lauterbrunnen tren istasyonu bulunuyor.

Buradan dönerken bu sefer yukarıdaki yolu kullanıyor ve şelaleye doğru yürüyorsunuz. Yine instagramdaki hemen hemen bütün fotoğrafların çekildiği banklı patika burası. Biz maalesef hava muhalefeti ve yağmur sonunda durduğunda karanlığa kaldığımız için bu yolu kullanamadık ama anladınız siz.

Eğer yukarıda bahsettigim köprüden sağ tarafa geçmez de dümdüz devam edersiniz o zaman da Stechelberg’e veriyorsunuz. Biz buraya kadar yürümedik ama arabamızla birkaç kez geçtik. Mürren’e de bir kez buradan çıktık. Mürren’e çıkan iki yoldan birisi burası.

Gelelim Lauterbrunnen restoranlarına. Burada, kahvaltımız otelde olduğu için sadece bir gün öğlen bir gün de akşam yemeği yedik. İkisinde de aynı restoranda gittik. Aslında başka birkaç yere de uğradık, ancak aklımıza yatan olmadı. Covid dönemi olduğu için dışarıda oturulabilir, aynı zamanda da ısıtması olan tek restoran burasıydı.Zaten kasaba çok küçük olduğu için çok fazla bir opsiyonunuz da yok.

Öğlen yemeğimiz de İsviçre özgü peynir suflesi yedik. Bilseniz iyi olur; oldukça kokulu bir peynir kullanılıyor ve yanında biber, mantar, patates ve parça ekmek geliyor. Bunları sıcak olan peynire banarak yiyorsunuz. Ben kokulu peynir tüketemediğim için, sufleyi her ne kadar çok isteyerek söylesem de maalesef yiyemedim ve akşamı patates kızartmasıyla geçirmek durumunda kaldım. Ama patates kızartmaları da gayet lezzetliydi. Bu sefer sufle söylemedim tabii ki. Almanya’da da çok meşhur olan şinitzel yedik. Porsiyonlar oldukça büyük ve lezzetliydi. Genel olarak memnun kaldık. Restoranın internet sitesini de buraya bırakıyorum.

Trümmelbach şelalesi

Stechelberg’in az ilerisinde yine bütün Lauterbrunnen yazılarında gördüğünüz Trümmelbach şelalesi bulunuyor. Bu şelale saniyede 20 ton su akıttığı için baya meşhur. Diğer bir enteresan özelliği de şelalenin dağın içerisinden akıyor olması ve dağın içerisinde bir fenikulerle bir noktaya kadar çıkılabiliyor oluşu. Unesco mirası içerisinde bulunan bir şelale suyu yaklaşık 4000 metre yükseklikteki Eiger, Mönck ve Jungfrau buzullardan besleniyor.

Şelale girişi 11 Frank. Biz oradayken içeride maske takmak zorunluydu. Maskeniz yoksa kapıda veriyorlardı. Maske diye bir şey vardı…

Şelalede 10 farklı şelale noktası var. İçerdeki Füniküler sizi altıncı ve yedinci şelale noktası arasına kadar çıkarıyor. Bu feniküler 1913 yılında inşa edilmiş. Aslında sadece fünikülerin kendisi başlı başına deneyim diyebilirim. Videolarını da Instagram hesabımıza koymuştuk bu arada. Tüm İsviçre hikayeleri de yine profilimizde sabit.

Her yeri göreyim derseniz fenikülerle yukarıya çıkıp, oradan onuncu şelaleye kadar tırmanabilirsiniz. Ancak belirtmeliyiz ki bu bir çok merdiven demek. Eğer kendinize güvenemiyorsanız, yine fünikülerle yukarıya kadar çıkıp, yukarıda manzarayı izledikten sonra aynı şekilde inebilirsiniz. Ama dizleriniz elveriyorsa bizim size önerimiz fünükilerdan sonra yukarıya çıkıp, sonra onuncu şelaleden birinci şelaleye kadar yürüyerek inmemiz. Özellikle altıncı şelaleden aşağıya kadar olan manzara inanılmaz güzel. Buraya da bir fotoğrafını bırakıyorum.

Zaten az zamanımız var sence burası değer mi diye soruyorsanız; bence burası görmeye değer bir yer. Benim gördüğüm en enteresan şelale burası. Ayrıca İsviçre’de dağ içinden akan ve buzuldan beslenen de tek şelaleymiş.

Bilseniz iyi olur:

• Buraya iyi bir ayakkabı şart.
• Yağmurlu günlerde ziyaret etmek için bile iyi bir alternatif çünkü yarısı kapalı.
• Ücretsiz otoparkı var ve çıkışında çok tatlı bir kafesi var. Biz burada hem öyle yemeği için sandviç yedik hem de çıkışında tatlı kahve yaptık. Şelale içerisinde tuvalet olmadığı için tuvalet ihtiyacımızı da burada karşıladık.

Mürren (1638m)

Mürren diye yazılıyor cennet diye okunuyor. Burası arabasız bir kasaba. Ya teleferik+tren (Lauterbrunnen- Grütschalp + Grütschalp-Mürren) ya da 2 teleferik (Stechelberg+Gimmelwald) tercih edebilirsiniz. İki başlangıç noktası(Lauterbrunnen tren istasyonu ve Stechelberg) arasında yaklaşık olarak 1 saat 10 dakika yürüme mesafesi bulunuyor. 

Trenle gideceksiniz, inanılmaz şahane manzaralar geçiyorsunuz. Tren yalnızca 10 dakika kadar sürüyor, ve arada yalnızca Winteregg durağı var. Jungfrau, Mönch and Eiger manzaraları sunan trenin pencereleri açılıyor. Eğer yol boyunca fotoğraf çekmek istiyorsanız, yukarı çıkarken solda aşağı inerken sağa tarafta oturun. Ben trene binmeyeyim, yürüyeyim derseniz panaromik yürüme yolu da mevcut. Trenle geçerken çok tatlı bir de restoran gördük. Ama tabii ki biz yürümediğimiz için deneyimleyemedik. Planlama ve fiyat bilgileri için web sitesini buraya bırakıyorum.

Eğer teleferikle çıkacaksanız,  bu sefer de Lauterbrunnen’in bir kısmını tepeden görme şansınız oluyor. Burada da Gimmelwald’ı görme şansınız var. Detayları aşağıda bulabilirsiniz. Bu arada eğer doğum gününüzde seyahat ediyorsanız, Stechelberg ya da Mürren’den Schilthorn’a gidip dönmek ücretsiz. Planlama ve  fiyat bilgileri için web sitesini buraya bırakıyorum.

Biz Mürren’e çıktığımız ilk gün kar ve sis dışında bir şey göremediğimiz için iki yolu da denemiş olduk. İsterseniz Instagram’daki hikayelerimize bakarak hangi yolu tercih edeceğinize karar verebilirsiniz. Hangi yolu seçerseniz seçin manzara şahane.

Gelelim Mürren’in kendisine. Hani kartpostallar olur ya, bu gerçek olamaz fotoşok dersiniz. Bu köy işte o kartpostalların ta kendisi. Bakmaya doyamayacağınız manzaralara karşı içtiğiniz kahvenin tadı bambaşka. Tamamı İsviçre stili ahşap evlerden oluşuyor. Bence tüm köyü dolaşmak için 1 saat yeterli oluyor. Ama fotoğraf çekeceksiniz ya da Almendhubel rotasına tırmanacaksınız onu da ekleyin.

Biz burada iki seferde de aynı yerde, bir otelin terasında üç dağı da gören bir manzarada ferahfeza oturduk. Hem yemek hem tatlılar hem de kahve şahaneydi. İlgilenirseniz otelin linkini buraya bırakıyorum. Ya bu verdiğin bilgiler bize yetmedi, biz bir de  Müren’in internet sitesine bakalım diyorsanız ona da buradan ulaşabilirsiniz.

Bilseniz iyi olur; buralarda yükseklik sebebiyle hava oldukça soğuk. Mürren’e çıktığımız ilk gün, kar yağışı sebebiyle geri dönmek durumunda kaldık. Ve geldiğimiz tarih ağustos sonu. Bir de hava güzelken paraglidinge, hava karlıyken de kayağa gelebilirsiniz.

Allmendhubel (1,907m)

Burası detaylı araştırdığım ve gitmeyi çok istediğimiz ama oradayken hava durumu yüzünden çıkamadığımız bir yer. Çiçek rotası olarak da geçiyor. Çünkü 150 farklı çeşit çiçeğin bulunduğu bir rota. 

Eğer yürümeyi tercih ederseniz Mürren’den buraya yürüyerek 1 saatte ulaşabiliyorsunuz. Yukarıda bir çiçek parkı, çocuklar için bir oyun parkıyla bir de panaromik restoran bulunuyor.

Malum yüksek yer, oralarda hava nasıl, sis var mı, manzara iyi mi, siz varsa hangi dağlarda sis var diye merak ediyorsanız ya da çıkıyorum ama görüntüsüne diyecek mi diye düşünüyorsanız; hizmette sınır yok. Şuradan panaromik restoranın anlık canlı görüntüsüne ulaşabilirsiniz. Aynı siteden bilet için planlama ve fiyat bilgisi de alabilirsiniz.

Bir de bir çok İsviçre yürüyüş rotası listesinde yer alan ve buradan geçen Northface yürüyüş rotası var. Yaklaşık 2,5 saatlik bu rota detayları için de haritasını indirebileceğiniz internet sitesinin buraya bırakıyorum.

Gimmelwald

Gimmelwald aslında planlayarak gezdiğimiz bir yer değil. Ama bazen seyahat ederken bir bakalım burada ne varmış diye girdiğiniz yerler unutulmaz olabiliyor. Burası öyle bir yer. Zaten bu bölgede bütün kasaba ve köyler bakması da gezmesi de çok güzel yerler. Öyle olunca hazır vaktimiz de varken, Mürren’den aşağı inmeden önce 1 saat kadar da burada dolaşalım dedik. İyi ki demişiz.

Genel olarak her şehrin girişinde ya da şehir içerisinde bu şehirle ilgili yapılacak şeyler, gezilecek yerler restoran ve oteller ilgili şehrin haritasını da gösteren bir tabela var. Biz buraya spontane geldigimiziçin bu harita bize çok yararlı oldu. Buraya bir fotoğrafını bırakıyorum.

Teleferikten inince sizi bir hostel ve bir çocuk parkı karşılıyor. Dağ manzarasına karşı biraz sallandıktan sonra bir saatlik yürüyüş rotasını başlıyoruz burada. Bu arada sis sebebiyle çok ayrı manzaralar karşılıyor bizi. Gerçekdışı gibi geliyor bazen. Bir de böyle İzlanda’da hissetmiştim.

Yürüdüğümüz 1 saat boyunca hiç kimseyle karşılaşmadık. Ama yürüyüş yolu 1 saatten uzun sürdü çünkü her 100 metrede bir fotoğraf çekmek istiyorsunuz. Resmen yeşilin 1000 tonu. Yol oldukça düzgün, arabaların da sık olmamakla birlikte geçtiği asfaltlanmış bir yol. Ama kolay bir yürüyüş diyemem. Eğer 1 saatlik yürüyüş rotasını tercih ediyorsanız yürüyüşün sonuna doğru epeyce tırmanmak gerekiyor. Değer mi diyorsanız bir manzara noktası var ki üç kere tırmanmaya bile değer.

Bu arada aklıma gelmişken söyleyeyim, manzara noktalarında genelde hangi dağı gördüğünüzü gösteren bir de tabela gibi bir şey oluyor. Mürren’deki otelde de vardı, buradaki manzara noktasında da var.

Bilseniz iyi olur; teleferik saatleri önemli. Kaçırırsanız aşağıya tabii ki yol var ama uzun bir yürüyüş rotası. Teleferik de biz oradayken saat başı geçiyordu ve son teleferik saat altıdaydı.

Böylelikle İsviçre’de seyahatimizin dağlı kısmının sonuna geldik. Bu seyahatte başka nerelere gittin diyorsanız, onları da yakında blogumuzda bulabilirsiniz.

Umarım rehberimiz sizin için yararlı olmuştur. Rengincim, bunlar tamam da benim başka bir sorum var diyorsanız bize yorumlardan ya da Instagram’dan ulaşabilirsiniz. Seyahatimizin detaylarını merak ediyorsanız da yine Instagram’da sabitlediğimiz hikayelere bakabilirsiniz.